YUNUS EMRE
♦ Türk edebiyatının en ünlü sufî şairidir.
♦ Anadolu’da yarı göçebe bir Türkmen boyu içinde yaşadığı, sıradan bir medrese öğrenimi gördüğü, Melâmetî-Kalenderî şeyhi Baba Tapduk (Emre)’ un etkisiyle medrese kültüründen sıyrılıp ilahi aşk yoluna girdiği, fazla bilinmeyen hayatı ile ilgili verilebilecek ayrıntılardandır.
♦ İslam tasavvufunu Türk geleneksel kültür zevki ve yapısına göre tekrar yorumlamış; vahdet-i vücut gibi karmaşık bir metafizik sistemi kolay anlaşılır bir tasavvuf söylemiyle Türk halkına sunmuştur.
♦ Şiirlerinde hoşgörü ve sevgiyle yoğrulmuş bir dinsel temel üzerinde Allah aşkı, insan sevgisi, varlık, yokluk, yaşam ve ölüm gibi temaları işlemiştir.
♦ Ozentisiz, içten, lirik anlatımıyla; yalın ve temiz Türkçesiyle halkın sevgisini kazanmış, kendisinden sonra gelen şairler üzerinde büyük bir etkisi olmuştur.
♦ “Yaratılanı yaratandan ötürü sevme” ilkesinden yola çıkan Yunus Emre (1240-1320) Anadolu’da Türk şiir dili ve sanatının kurucusu sayılır.
♦ Anadolu’da tertip edilen ilk Türkçe divanın ve mesnevi biçiminde yazılmış tasavvufi bir nasihatname olan Risaletü’n-Nushiyye adlı eserin sahibidir.
♦ Halkın konuşma dilini en canlı biçimde kullanan şairlerden biri olmuş; Oğuz Türkçesine dayalı Anadolu Türkçesinin edebiyat ve kültür dili olmasında önemli rol oynamıştır.
♦ İlahi ve gazellerinde Kuran ve hadis bilgisini, tasavvufun inceliklerini, ilahî aşkı, ahlaki olgunluğu lirik bir üslupla işlemiştir.
İlahi
♦ Tekke edebiyatı nazım türüdür.
♦ Kelime anlamı “Allah’a ait” tir.
♦ Konu olarak Allah sevgisini, onun yüceliğini işler.
♦ Belli bir makamla söylenir.
♦ Çoğu zaman heceyle, bazen de aruzla yazılır.
♦ Dörtlüklerle yazılanlar koşma biçiminde, beyitlerle yazılanlar gazel biçiminde yapılandırılır.
♦ Yunus Emre’nin ilahileri, Ahmet Yesevi’nin hikmetlerindeki didaktikliği lirizmle birleştirmiş, bu türün ilk örnekleri olmuştur.