TYT Türkçe Deneme Sınavı cevapları aşağıda
1. “ite kaka” sözü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?
A) Küçük çocuk, boyundan büyük arabayı ite kaka eve götürdü.
B) Bavulu omuzunda taşıyamayınca yere indirdi, ite kaka ilerlemeye başladı.
C) Kendisine hâkim olamamıştı, çocuğu ite kaka eve soktu.
D) Oğlunu, ite kaka lise son sınıfa kadar okutabildi.
E) Evde yalnızdı, masayı ite kaka karşıdaki odaya taşıdı.
2. “Ciddi” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “Bugün ciddi bir toplantıya katılmak zorundayım.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Bu işi ciddi bir ilkeye bağlamalıyız.
B) Size ciddi bir konudan söz etmek istiyorum.
C) İşinin başına geçti mi ciddi bir adam olurdu.
D) Adam, ciddi bir hastalıktan yeni kurtulmuştu.
E) Ciddi söylüyorum, hiç paramız kalmadı.
3.
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Deyip on beşime kendim bileli
Severim kır atı bir de güzeli
Altı çizili sözün bu dizelere kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Gelir gelmez konuşmaya başladı.
B) Geldi geleli hiç yerinde duramıyor.
C) Çok eskiden beri seninle dostuz, diyordu.
D) Dünyaya geldim geleli yüzüm hiç gülmemiş.
E) Bu sözleri duyalı beri huzurum kaçtı.
4. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde, “nesnel” bir yargı vardır?
A) “Hayvan Çiftliği”, siyasal yergi edebiyatının en ünlü yapıtlarından biridir.
B) Yapıtın konusu olan eşitlik de özgürlük gibi gerçekleşmeyecek bir ülküdür.
C) George Orvveli, bu romanı ikinci Dünya Savaşı yıllarında yazmış.
D) Gülmece ve taşlamayı ustaca kaynaştıran yergi gücü yapıtın değerini artırıyor.
E) Olayların güldürücü çarpıklığı ve gerçeklerle uyumundaki zekice kurgu, yapıtın okunmasını keyifli kılıyor.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “yargının nedeni” belirtilmiştir?
A) Bu iş düşündüğümüzden de kolaydı.
B) Kardeşimin eve geldiğimizden haberi yoktu.
C) Yoksulluktan bir türlü kurtulamamıştı.
D) İyi niyetinizden hiç şüphe etmedim.
E) Sisten göz gözü görmüyordu.
6.
I. İyiyi yapabildiği halde yapmayan insan, suç işlemiş olur.
II. İyi adam olmak için kötülük yapmamak yetmez, iyilik yapmayı da bilmek gerekir.
III. İyi insanlar, toplumsal sorunlar karşısında tarafsız kalamazlar.
IV. İyiye ulaşmak için güçlerini kullanmayan kişiler, kötülüklerden sorumludurlar.
V. iyinin ne olduğu, kötü karşısındaki durum ve tutuma göre belirlenir.
Bu cümlelerden hangileri, savunulan düşünce bakımından birbirine en yakındır?
A) II. ile V.
B) I. ile IV.
C) IV. ile V.
D) II. ile III.
E) I. ile V.
7. Sanatımın, farklı kültürlerin rengini ve kokusunu taşıyan binlerce ırmakla beslenmesini isterim. Böyle düşünen bir sanatçı, sanatında aşağıdakilerden hangisini amaçlıyor olabilir?
A) Betimleyici öğeleri öne çıkarmayı
B) Konularını doğadan almayı
C) Evrensel bir sanat anlayışı yaratmayı
D) Değişik kültürlerin etkisini yansıtmayı
E) Farklı kültürlerden insanları anlatmayı
8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, geçmişe özlem” yansıtılmıştır?
A) Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürüm
B) Niksar’da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm
C) Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti
D) Ayrı hava ayrı su ayrı toprak
Mevsimler ne çabuk bitiverdi
E) Yine kamyonlar kavun taşır
Fakat içimde şarkı bitti
9.
I. Her horoz kendi çöplüğünde öter.
II. Zenginin horozu bile yumurtlar.
III. Vakitsiz öten horozun başını keserler.
IV. Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter.
Bu atasözlerinden hangileri, savunulan düşünce bakımından birbirine en yakındır?
A) I. ile II.
B) II. ile III.
C) I. ile III.
E) II. ile IV.
D) III. ile IV.
10.“-( )yle, -le (ile)”, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ötekilerden farklı bir anlam ilgisiyle kullanılmıştır?
A) Fehime Hanım, kızını müthiş bir öfkeyle savunurdu.
B) Sonra da nefretle oradan kalkar, evin yolunu tutardı.
C) Kızının yüzüne hüzünle bakar, derin derin iç çekerdi.
D) Sıkıntıyla başını iki tarafa sallar, bir süre düşünürdü.
E) Bir zaman durur, tarakla kızının saçlarını düzeltirdi.
11. Aşağıdaki cümlelerde kullanılan ikilemelerden hangisi, ötekilerden farklı türdedir?
A) Çıplak ayaklarıyla yere sağlam sağlam basarak yürüyordu.
B) Yoldan geçen birinin pırıl pırıl rugan ayakkabılarına gözleri takıldı.
C) Gidenlerin ardından yavaş yavaş yürüdü.
D) Karların lapa lapa savrulduğu kış günlerini düşündü.
E) Bundan sonra içini çeke çeke Beyoğlu’nun arka sokaklarında kayboldu.
12. “Acı” sözcüğü , aşağıdaki atasözlerinden hangisinde, tür yönünden ötekilerden farklıdır?
A) Acı acıyı keser, su sancıyı.
B) Doğru söz, ağu’dan acıdır.
C) Sabır acı ise de meyvesi tatlıdır.
D) Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
E) Sarmısak da acı, ama her evde lazım bir dişi.
13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, “tamlayanı düşmüş tamlama” yoktur?
A) Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
B) Yüzünü saklayan gelin
Kaşların kara değil mi
C) Salıverirsin boynunca
Zülüfün kara değil mi
D) En sevdiğim makbul yerin
Saçların kara değil mi
E) Ela göze siyah sürme
Çekersin kara değil mi
14. “Değil” sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde, ötekilerden farklı görevdedir?
A) Biz kara topraktan değil
Yıldızlardan süzüldük hayata
B) Cama vuran dolu değil
Kuşların gözleridir
C) Bakıyorsun ördüğü ellerinin
Duvar değil koskoca bir dünya
D) Bağdaş kuracak zaman değil
Gündoğusu iyice karardı
E) Gerçi evlerinin önü deniz
Hayır deniz değil kirli su
15. “Var” sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde, ötekilerden farklı türde kullanılmıştır?
A) Ayak izleri örtülürken arkadaşlarının
Sen onları bırakarak denize vardın
B) Ne alnında dolaşan bir dost eli
Ne yardım isteyecek kimsesi vardı
C) Şimdi tarlalarda güneş vardır
Karlar donmuştur otların uçlarında
D) Ne de dolmaz çilen varmış
ilk defa kırağı yaktı canını
E) Anne girmem bu oyuncak dükkânına
Orda toplar tayyareler tanklar var
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ‘bir” kökünden türetilen sözcüğün gövdesi, ötekilerden farklı türdedir?
A) Alanda binlerce meraklı birikmişti.
B) Onu son gördüğümde, eşiyle birlikteydi.
C) Bütün kazancını ev almak için biriktirdi.
D) Garson, bizim için iki masayı birleştirdi.
E) ikimiz de ödün verince görüşlerimiz birleşti.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kullanılan bileşik sözcük, yapım eki almamıştır?
A) Pazardan karnıyarıklık patlıcan aldık.
B) Okulda, Eskişehirli bir arkadaşım vardı.
C) Gelecek yıl gecekondulara tapu verilecekmiş.
D) Senin serinkanlılığına bayılıyorum doğrusu.
E) Eskiden sanatçılara büyükelçilik görevi verilirmiş.
18. “Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur!”
Bu dizede yer alan öğeler, aşağıdakilerden hangisinde doğru gösterilmiştir?
A) Özne, yüklem, nesne
B) Zarf tümleci, yüklem, özne
C) Dolaylı tümleç, yüklem, özne
D) Zarf tümleci, dolaylı tümleç, özne
E) Dolaylı tümleç, zarf tümleci, yüklem
19.
I. Çocuk defterine “sevgi” yazdı.
II. Kitabı, sınıf arkadaşım istedi.
III. Yarın kardeşimle Ankara’ya gidiyoruz.
IV. Çizgili gömleği daha çok beğendim.
V. Paketi, girişteki masaya bıraktım.
Bu cümlelerden hangisindeki altı çizili sözcük, “ne, neyi, kim, nereye” sorularından birinin karşılığı değildir?
A)I. B) II. C) III. D) IV. E)V.
20. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili söz, ötekilerden farklı bir öğedir?
A) Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
B) Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor
C) Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
D) Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
E) Sende tattım yemişlerin cümlesini
21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eylem geçişli olduğu halde, “nesne” kullanılmamıştır?
A) Gece gündüz demeden yazıyor.
B) Bahçesine küçük bir kuyu kazıyor.
C) Bardakdaki çatlaktan su sızıyor.
D) Benim sözlerime nedense kızıyor.
E) Oyuncağı iki gün oynamadan bozuyor.
22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eylem”, edilgen yapılmıştır?
A) Dolabın anahtarı evde unutulmuştu.
B) Okuldaki bütün sıralar yenilendi.
C) Kampta hava kararır kararmaz yatılıyor.
D) Eski eşyalar bodrum kata taşındı.
E) Kazada yaralananlar hastaneye götürüldü.
23.
Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak
Rüyalarım kadar sade, güzeldin.
Baş başa uzandık günlerce, ıslak
Çimenlerine yaz bahçelerinin.
Bu dörtlükte, aşağıdakilerden hangisi için örnek vardır?
A) Ad cümlesi
B) Eylem cümlesi
C) Devrik cümle
D) Bileşik cümle
E) Kurallı cümle
24. Aşağıdakilerin hangisi, öğelerinin dizilişi yönünden kurallı bir cümledir?
A) O gün çok canım sıkılıyordu nedense!..
B) Okunmayınca kitabın ne önemi var?
C) Gözlerinin içi gülüyordu çocuğun.
D) Saymadım kaç yıl oldu, sen ellerin olalı…
E) Bilmezdim yaşamın bu kadar zor olduğunu.
25. Tiyatro Eleştirmenleri Ödülü; 1960’lı yıllardan başlayarak AST’ta ve son 15 yıldır da Ankara
I. II. III.
Devlet Tiyatrosu’nda oynadığı rollerle tiyatroya hizmet eden oyuncu ve yönetmen Ayberk Çölok’a verildi.
IV. V.
Yukarıdaki cümlede numaralanan kesme işaretlerinden hangisinin kullanımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E)V.
26. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, altı çizili sözün yazımı yanlıştır?
A) Gönül melul olup eyleme ahi
Âşıka ayrılık olagelmiştir
B) Gel sözümü dinle güzeller şahı
Sevdalar hep böyle süregelmiştir
C) Beni söyler diye sakın alınma
Güzeller her zaman dilegelmiştir
D) incinme sevdiğim gider bulurum
Mecnun’lar Leyla’yı bulagelmiştir
E) Gevheri der gerçek var bu sözde
Âşıklar bu yolda ölegelmiştir
27. içime, bir de korku çöktü ()iki saattir süren tamiri bitirememek() geceden önce şehre varamamak ()
Bu parçada boş parantezle gösterilen yerlere konması gereken noktalama işaretleri, aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) (.), (,),(.)
B) (;), (,), (!)
C) (…), (;), (!..)
D) (…). (,) (…)
E) (:), (,), (…)
28. Aşağıdakilerin hangisinde, virgülün kaldırılması anlam değişikliğine yol açar?
A) Düşüncelerimiz, yaşamımıza yön veren bir “kılavuzdur.
B) Umut, yaşamımızın en önemli hazinesidir.
C) Geçmiş günleri, bir türlü unutamıyordu.
D) Gerçek, bir ağırlık gibi yüreklerimize oturmuştu.
E) Evlat sevgisi, onu yurdundan yuvasından etmişti.
29. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde, eylemsi ile eylemin çatı bakımından uyuşmaması, anlatım bozukluğuna yol açmıştır?
A) Rehberlik hizmetleri geçiştirilecek hizmetlerden değildir.
B) Rehberlik hizmetlerinin gerekli ve önemli olduğunu kimse inkâr edemez.
C) Rehberlik hizmetleri belli bir programa uyarak verilmelidir.
D) Rehberlik hizmetleri, yalnızca öğrenciler için rehberlik olarak düşünülmemelidir.
E) Bireysel farklılıklar dikkate alınmadan verilecek rehberlik hizmetleri verimli olmaz.
30. …. büyük bir zevkle dinlemiştim.
Bu sözlerin başına aşağıdakilerden hangisini getirdiğimiz zaman, kişi zamiri eksikliğinden kaynaklanan anlam belirsizliğine yol açmış oluruz?
A) Konuşmalarını
B) Konuşmalarınızı
C) Konuşulanları
D) Konuştuklarınızı
E) Konuşmaları
31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur?
A) Bu kitabı, bir komisyon hazırlamış, başka bir komisyon tarafından incelenmiştir.
B) Bu kitap, bir komisyon tarafından hazırlanmış, başka bir komisyon incelemiştir.
C) Bu kitap, bir komisyon tarafından hazırlanmış, başka bir komisyonca incelenmiştir.
D) Bu kitabı, bir komisyon hazırlamış, başka bir komisyonca incelenmiştir.
E) Bu kitap, bir komisyonca hazırlanmış, başka bir komisyon incelemiştir.
32. “Eşim Kerem Istanbul’lu, ben Ankara’yı çok seviyorum.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerin hangisidir?
A) Gereksiz sözcük kullanımı
B) Nesne – yüklem uyumsuzluğu
C) Sözcüğün cümle içinde yanlış yerde kullanımı
D) Yanlış anlamda sözcük kullanımı
E) Ortak yüklemin kişi bakımından uygun olmayışı
33 . Aylık mavi kartı olan yolcularımız, ekspres hatlarda, ayrıca bir adet de bilet kullanmak zorundadır.
I. II. III. IV. V.
Bu cümlede numaralanan sözcüklerden hangi ikisi, gereksiz kullanılmıştır?
A) I. ile II.
B) II. ile III.
C) III. ile IV.
D) IV. ile V.
E) II. ile IV
34. Onu her türlü girişimden çekinmeyen bir insan olarak tanırım.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu nasıl giderilebilir?
A) “her türlü” yerine “hiçbir” denerek
B) “tanırım” yerine “bilirim” denerek
C) “girişimden” yerine “atılımdan” denerek
D) “onu” sözcüğünden sonra virgül konarak
E) “bir” sözcüğü cümleden çıkarılarak
35. Aşağıdakilerden hangisi, “bir paragrafın son cümlesi” olmaya uygun değildir?
A) Bu nedenle, sanat ürünlerinin yetkinliği, anlatılanların gerçek yaşamdan alınmış olmasına bağlı değildir.
B) Sonuç olarak diyebiliriz ki, yazmak ve yaratmak farklı farklı kavramlardır.
C) Demek ki, tanık olduğu bir olayı anlattığı halde başarı gösteremeyen sanatçılar da vardır.
D) Özetlemelerle yetinmek, sanat ürünlerini yanlış yorumlamaya yol açabilir.
E) Kısacası, bir olayı yaşamış olmak başka, onu sanat ürününe dönüştürmek başkadır.
36. Son yıllarda, şiiri, bir mücadeleyi, düşünceyi kısa ve etkili yoldan anlatma aracı olarak görenler çoğaldı. Şiirin, duyurulmak istenen duygu ya da düşünceyle, şiir okuyucusunun algılayışı arasında sözcüklerden kurulu en kısa yol olduğunu biliyorum. Aragon’un “Düzyazıyla anlatamadığımı şiirle dile getiririm.” dediğini; şiiri, “karanlık gecede çakan bir şimşek”e benzettiğini de unutmuyorum. Ancak, “kısalık ve çarpıcılık” gibi iki ortak özelliğine karşın şiir, …..
Bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır?
A) toplum sorunlarını ele almaz
B) bireysel bir sanattır
C) anlaşılmak için yazılır
D) düzyazıdan ayrı bir alandır
E) slogan değildir
37. (I) Oturma odasındaki çiçekler, öbür odadaki çiçeklere göre daha canlı ve büyüktür. (II) Çünkü, oturma odasında genellikle canlı’ bir hava vardır. (III) insanlar, orada çiçeklerle beraber olurlar, onlarla sık sık ilgilenirler. (IV) Öbür odalardaki çiçeklerle ise boş zamanlarda ilgilenilir. (V) Bu da çiçeklerin farklı gelişmelerine neden olur. (VI) Evdeki kavgalar, ani bağırışlar, gürültülü ortam, işyerindeki yöneticilerin sert tutumları çiçekleri etkiler. (VII) Çünkü çiçekler görültüden hoşlanmaz.
Bu parçayı iki paragrafa bölmek istersek, ikinci paragrafın hangi cümleyle başlaması uygun olur?
A) VII. B)VI. C)V. D) IV. E) III.
38. Sanatçının, yazarın bütün işi tarihçinin, gazetecinin anlattığını daha güze! bir şekilde anlatmak değil ki… Sanatçı, çağına hiç kimsenin bakmadığı bir açıdan bakarsa; hiç kimsenin görmediği, söylemediği özellikleri görür ve gösterirse değer taşır tanıklığı.
Bu parçaya göre, çağına tanık eden sanatçının tavrı ne olmalıdır?
A) Gözlemlere ağırlık vermek
B) Olayları, çağdaşlarından güzel anlatmak
C) Tarihçiden ve gazeteciden farklı yazmak
D) Çağına, sanatçı arkadaşlarından farklı biçimde bakmak
E) Çağdaşlarının göremediğini görmek, bunları farklı açıdan değerlendirmek
39. Bunca yıllık yaşantımda ne bir öykü ne de roman okumuş değilim. Geçen gün bir kitapçıda, “Roman Sanatı” adlı kitabı gördüm, ilk kez roman yazma isteği uyandı içimde… Öyle ya roman yazmanın anahtarını geçirmiştim elime. Kitabı alıp kısa sürede okudum. Roman yazma sanatı ya da tekniği diye bir şey yokmuş aslında! Ben niçin yazamayayım? Daktilonun başına oturdum. Oturdum ya, kürekler bir türlü suya batmıyor, kayık sahilde çakılı, ben bir türlü açılamıyorum engin denizlere.
Bu parçaya göre, yazarın, roman yazmaya başlayamamış olmasının asıl nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Roman yazma isteğinin yok olması
B) Anlatılacak bir olay ya da durum bulunmaması
C) Yazarlık birikiminin ve deneyiminin olmaması
D) “Roman Sanatı” adlı yapıtı iyi anlayamaması
E) Romanın belli bir kurala uymaması
40. Homeros’un, aslı manzum olan ilyada ve Odesa’sının hâlâ okuyucu bulması, bizi yanıltmasın. Homeros, şiir sanatı bakımından değil, öyküleme sanatı bakımından eşsiz bir güç gösterdiği için yaşıyor günümüzde. Yapıtları manzum olmasaydı, değerinden ne kaybederdi? Hem, okuduğumuz çevirileri daha çok nesir değil mi?
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir?
A) Günümüzde manzum öykü ve manzum roman ilgi görmüyor.
B) Çağımızın sanatçıları, eski çağlarda yaşayanları aşmıştır.
C) Eski çağlarda yaratılan ürünler, günümüzde okuyucu bulamıyor.
D) Manzum yapıtlar üretmek, sanıldığı kadar kolay değildir.
E) Öyküleme gücü, bir yapıtı yaşatan önemli bir özelliktir.
41. Yazınsal yaratıları, sanat açısından yargılamak gerekir. Onları, yaratıldığı yaşam diliminden soyutlama, birtakım terimlerin çarmıhına germe, ille de siyasal ve bilimsel bir düzleme aktarma, olumlu bir sonuca götürmez bizi. “Manchalı Don Kişot” adlı eseriyle ilgili olarak kendisini eleştirenlere Cervantes’in yanıtı ne kadar anlamlıdır: “Öyle büyük işlerin ardında değilim. Hayata biraz renk, biraz incelik katmak istedim. Hepsi o kadar!”
Bu parçada vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir yapıt, sanatsal özellikleriyle değerlendirilmelidir.
B) Sanatın işlevi, bilimin işlevinden farklıdır.
C) Don Kişot gibi başyapıtlar, hayatı renklendirir.
D) Sanatsal yaratı, bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilemez.
E) Sanatın amacı, hayatı değiştirmek değil, güzelleştirmektir.
42. “Dost” sözcüğünün Türkçede karşılığı yok! Türkçe sözlük şöyle tanımlamış dost sözcüğünü: Birinin iyiliğini isteyen, onu içten-seven kimse… Türkçesini bulamamışız yüzyıllardan beri! Almışız kullanmışız babamızın malı gibi. Şairler, “Dost dost diye nicesine sarıldım” demişler; “Bilemedim düşmanımı dostumu” demişler… Öylesine bizim olmuş ki, unutmuşuz bu sözcüğün Farsça olduğunu. Türk uyruğuna girmiş bu sözcük. Bizim, bizden, kendi içimizden oluvermiş…
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumumuz, pek çok Farsça sözcüğü benimsemiştir.
B) Günümüze kadar, “dost” sözcüğünün tanımı yapılmamıştır.
C) Dilimizdeki her sözcük Türkçe değildir.
D) Toplum, benimsediği bir sözcüğün yabancı kökenli oluşunu önemsemez.
E) Şairlerin kullandığı yabancı sözcükler toplum tarafından benimsenir.
43. Öykünün en belirgin özelliği, bence, içinde büyük yoğunluk taşıyan bir yazı türü olmasıdır. Bu yoğunluğu, bir yanıyla şiirdeki yoğunluğa da benzetebiliriz. Öykünün örgüsü sık, romanınki seyrektir. Öykü, romandan daha biçimcidir. Biçimdeki en küçük aksaklık hemen göze çarpar. Öz yönünden de öykü kesin, açık, belirli bir bildiri sunmak zorundadır.
Bu parçada, “öykü” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Net bir mesaj ilettiğine
B) Yoğunluk bakımından şiiri andırdığına
C) Öz ve biçim yönünden romandan ayrıldığına
D) Olay örgüsünün daha sık olduğuna
E) Yoğun anlatımı nedeniyle kısa bir tür sayıldığına
44. Çağımızın en belirgin özelliği; insanın, var olanlar arasında herhangi bir varlık, şeyler arasında bir şey, bir sayı, adsız bir birey olma yönünde hızla ilerliyor olmasıdır. Basmakalıp düşünceler, kurallar, tek tip davranışlar, değer yargıları -bunları yayan kitle iletişim araçlarının da etkisiyle – geniş kesimlerin yaşam tarzlarına egemen olmaktadır.
Bu parçaya göre, “çağımızın insanı” için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bireysel değerleri kazanabilmek için hızla ilerlemektedir.
B) Giderek edilgen bir varlık haline gelmektedir.
C) Kendi öz değerlerine yabancılaşmaktadır.
D) Neyi bilmesi, sevmesi gerektiği öğretilen bir varlığa dönüşmektedir.
E) Kitle iletişim araçları tarafından yönlendirilmektedir.
45. Röportaj da, öykü de birer anlatı türüdür. İkisi de yaşam gerçekliğinden beslenir. Röportajın gerçekliği belgelere, kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanır. Öyküde ise, sanatçının düşlerinin, tasarılarının da payı büyüktür. Ama ikisinde de, dil çok iyi kullanılmalıdır.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tanımlamaya
B) Benzetmeye
C) Karşılaştırmaya
D) Tanık göstermeye
E) Örneklemeye
46. Diller zamanla değişir; bu nedenle, bir dili değişmez kılmaya yönelen her çaba, ister istemez başarısız kalır. Dilde düzeni egemen kılmakla görevlendirilen Fransız Akademisi’nin başarısızlığı, buna tanıklık eder. Fransız Akademisi’nin, doğru kullanım kurallarını gösteren sözlüğü, bir türlü defterini kapatamamıştır. Her yeni baskıda en iyi ayarlamayı yapmaya çalışmış, işini bitirmesiyle yeniden işe başlaması bir olmuştur. Ama öyle görülüyor ki, Fransa var olduğu sürece bu işi bitiremeyecektir.
Bu parçanın yazarı, öne sürdüğü düşünceyi inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?
A) Tartışmaya
B) Örneklemeye
C) Tanımlamaya
D) Karşılaştırmaya
E) Tanık göstermeye
CEVAP ANAHTARI
1. D 2. B 3. C 4. C 5. E 6. B 7. D 8. B 9. D 10. E 11. B 12. D 13. E 14. A 15. A 16. C 17. C 18. B 19. D 20. B 21. A 22. C 23. D 24. B 25. C 26. C 27. E 28. D 29. C 30. A 31. C 32. E 33. D 34. A 35. D 36. E 37. B 38. E 39. C 40. E 41. A 42. D 43. E 44. A 45. C 46. B