VADİDEKİ ZAMBAK (BALZAC):
Honore de Balzac’ın en güzel romanlarından biri olan bu eser, kocasıyla mutlu olamayan Henriette’le kendisinden çok daha genç olan Felix’in imkânsız aşkını anlatırken 17. yy. Fransa’sındaki toplumsal hayat hakkında da ipuçları içerir.
Felix de Vandennesse aristokrat ailesinin sıcak sevgisinden yoksun, otoriter bir ortamda yetişmiş, içine kapanık bir gençtir. Yüksek öğrenimini Paris’te tamamladıktan sonra Tours’a ailesinin yanına döner. Bir gün katıldığı baloda genç bir kadın görür. Güzelliğiyle kendisini büyüleyen bu genç kadını uzun süre unutamaz. Bir gün, İndre Irmağı kıyısındaki bir şatoda bu genç kadınla yine karşılaşır ve tanışır. Henriette, evlidir ve kocası bencil ve huysuz bir adamdır. Henriette mutsuz bir hayat sürmesine karşın kocasına bağlıdır. Felix, Kontes Henriette de Mortsauf adındaki bu genç kadının güzelliğini, vadinin adı olan “Zambak‘la özdeşleştirir. Onu zambaklar gibi temiz, saf ve güzel bulur. Felix, Henriette ‘nin sağlam ahlakı ve ağırbaşlılığı karşısında duygularını bastırarak onunla arkadaşlık etmekle yetinmeye çalışır. Henriette de Felix’i adeta çocuğu gibi sever ve ona büyük bir güven duyarak tüm sırlarını açar. Bir gün, Felix sarayda görev almak üzere Paris’e gitmeye karar verir. Bu ayrılık ikisi için de çok güç olur. Henriette yolda okuması şartıyla Felix’e bir mektup verir. Bu mektupta ona duyduğu derin aşkı bir anne sevgisi olarak nitelemeye çalışır ve Felix’e görevinde başarılı olması için öğütler vererek birtakım yollar önerir. Felix, saraya girer, XVIII. Louis’in dikkatini çekmeyi başarır ve kısa zamanda Danıştay başyardımcılığına kadar yükselir. Aşkına sadık kalır, Henriette yi asla unutmaz, onunla sürekli mektuplaşır. İki yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar görüşürler. Henriette’nin kocası uzun süren bir hastalığa yakalanınca Henriette ile Felix arasındaki ilişki daha da derinleşir. Fakat bir süre sonra Felix, Paris’e dönmek zorunda kalır. Felix Paris’teki hayatı sırasında, Lady Dudley adında bir kadınla tanışır. Onun gösterişinden etkilenir ve ona âşık olduğunu zanneder. Bu olayı öğrenen Henriette kederinden hastalanır. Çünkü Felix’in aşkına gönlünce karşılık verememiştir ama onu kızına eş olarak seçmiştir. Henriette’nin hastalandığını öğrenen Felix, Tours’a gelir. Ancak geç kalmıştır, ölmek üzere olan Henriette son nefesini vermeden Felix’i sevdiğini ve affettiğini itiraf eder, kızıyla evlenmesini vasiyet eder. İçli bir kız olan Madeleine, annesinin ölümüne neden olan bir adamla evlenmek istemez. Bunun üzerine Felix Paris’e döner. Orada, kendini edebiyata, bilime, politikaya vererek avutmaya çalışır.