TEŞBİH (BENZETME)
♦ Aralarında ortak bir özellik bulunan iki varlıktan ortak özellikçe zayıf olanının güçlü olana yaklaştırılmasına “teşbih” denir.
♦ Teşbihte bir varlık herhangi bir özelliğiyle güçlendirilmek istenir. Bu amaçla o varlığa, genellikle o özelliğin simgesi durumundaki başka bir varlık örnek gösterilir. Söz gelimi “Keçi gibi inatçı çocuk” sözünde, çocuğun inatçılık özelliğinin etkili bir biçimde anlatımı amaçlanmış; çocuk, inatçılığın simgesi sayılan “keçi“ye bu özelliği bakımdan yaklaştırılmıştır.
Teşbihin Öğeleri
♦ Teşbihin benzeyen, kendisine benzetilen (benzetmelik), benzetme yönü ve benzetme edatı olmak üzere dört öğesi vardır.
♦ Bunlardan ilk ikisi “temel öğeler”, diğer ikisi “yardımcı öğeler” olarak adlandırılır.
♦ İki varlık arasında kurulan benzerlik ilişkisinin teşbih adını alması, temel öğelerin ikisinin de kullanılmasına bağlıdır. Yardımcı öğeler ise bazen kullanılır, bazen kullanılmaz.
“Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi.”
B (Benzeyen): Asıl sözü edilen (Eviniz)
KB (Kendisine Benzetilen): Ortak özellikçe güçlü olan (Kutu)
BY (Benzetme Yönü): Benzetmeye neden olan ortak özellik (Küçüçük)
BE (Benzetme Edetı): Karşılaştırma ilgisi kuran “gibi, kadar, sanki, misâli, tıpkı, andırır, benzer… “sözcükleri, “gibi” edetının anlamını veren “-sı, -mışçesine, -leyin…” ekleri (Gibi)
Teşbih Türleri
a) Tam Teşbih (Ayrıntılı Benzetme)
♦ Dört öğesi de bulunan teşbihtir.
“Güneş bir anne gibi durur başucunda”
Güneş: Benzeyen
Anne: Benzetilen
Gibi: Benzetme edatı
Durur: Benzetme yönü
b) Kısaltılmış Teşbih
♦ Benzetme yönü söylenmeyerek kısaltılan teşbihtir. Okuyucu, ortak özelliği, kendisine benzetilenin çağrıştırdığı özelliklerden çıkarabiliyorsa benzetme yönü verilmeyebilir. Örneğin, “altın gibi başaklar” dendiğinde başakların sapsarı olmaları yönüyle altına benzetildiği, altının özelliklerinden anlaşılır.
♦ Kimi benzetmelerde “Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin “örneğinde olduğu gibi, benzetme yönünü veren “aydınlık ve güzel” sözü olmazsa, benzetme yönü belirsizleşir.
♦ “Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı”
(Bu dizedeki ilk teşbihte “-sı” eki “gibi” edatının anlamını karşıladığından benzetme edatı işlevindedir ve ten, buğdaya esmerlik bakımından benzetilmiştir. İkinci teşbihte ise boy, uzunluğu bakımından başağa benzetilmiştir.)
c) Pekiştirilmiş Teşbih
♦ Benzetme edatı olmayan teşbihtir.
♦Benzetme edatının olmayışı, benzeyeni kendisine benzetilene daha çok yaklaştırır, teşbih böylece pekiştirilmiş olur.
Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz
B. KB. B.Y.
Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık
B. KB. B.Y.
ç) Teşbih-i Beliğ (Yalın Benzetme)
♦ Yardımcı öğelerin ikisinin de kullanılmadığı, sadece temel öğelerin olduğu teşbihtir.
♦ Kalıplaşmaya elverişli ve daha etkili olması nedeniyle en çok tercih edilen teşbih türüdür.
♦ Günlük dilde, “elma yanak”, “inci diş”, “pamuk eller”, “kömür gözlü” gibi yaygın olarak kullanılan pek çok teşbih-i beliğ örneği vardır.
“Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap”
B. K.B.
“Bir fikir ki, beyin zarında sülük”
B. K.B.
d) Temsîlî Teşbih (Yaygın Benzetme)
♦ Birden çok benzetme yönü olan teşbihtir.
♦ Benzeyenle kendisine benzetilen arasındaki ortak özellikler genellikle şiirin bütününe yayılır. Örneğin, Orhan Seyfi Orhon‘a ait aşağıdaki “Kar” adlı şiirde kış, şairin kapısını çalan bir yabancıya benzetilmiş ve kışa ait özellikler, bu yabancının kişiliğinde toplanmıştır.
KAR
Dışarıda yorgun adımlar… Çalındı sonra kapım:
“Acep gelen, bu zaman kim?” dedim, gidip açtım.
Görünce kalbimi oynattı bir küçük titreyiş Garip
çehreli, ağırbaşlı bir derviş. Elinde buzdan
asa, koltuğunda bir ney var. Omuzlarında uzun,
bembeyaz uzun saçlar… Ne var, dedim, nereden
geldin ihtiyar, ne adın? Neden bu korkulu yollarda
böyle geç kaldın? – Uzak, uzak dedi meçhul
uzak ufuklardan Sürüklüyor beni ruhumda
duyduğum hicran. Kutupların geçerek buzdan
denizlerini Ümidimin her tarafta aradım izlerini
Yabancı yolların üstünde ağladım, koştum. Bahar
âşığıyım, kıştır ismim ey dostum
Orhan Seyfi Orhon
Benzeyen: Kış
Kendisine benzetilen: Yabancı kişi
Benzetme yönü: Yorgun adımlarla gelmek, elinde buzdan asa olmak, omuzlarında uzun ve bembeyaz saçları olmak, ihtiyarlık, kutupların buzdan denizlerini geçerek uzaklardan gelmek, bahar âşığı olmak.
Teşbih Örnekleri:
Durmuş saat gibiydi durup geçmeyen zaman
Donmuş sükut içinde güneş görmeyen cihan
Yahya Kemal Beyatlı
Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya
Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya
Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı
Fark etmez anne toprak ölüm maceramızı
Yahya Kemal Beyatlı
Eğer mezarda, şafak sökmeyen o zindanda
Yahya Kemal Beyatlı
Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin
Faruk Nafiz Çamlıbel
Yüz yıl önce sönmüş bir volkan gibi
Küskün ve yorgunum
Salih Bolat
Cebeci köprüsünün üstü Karınca yuvasına benziyor
Cahit Külebi