TEPKİ:
Andy ve Vicky aynı kolejde okuyan iki öğrencidir. Öğretmenleri Dr.Wanless tarafından Lot Six adı verilen bir deneye katılırlar.Wanless deneye katılan öğrencilere iğne yapacağını, Lot Six karışımının halüsinasyon yaratıcı özelliğinin olduğunu ve gerçekte var olmayan şeyler görebileceklerini söyler.
Lot Six’in uygulanacağı gün gelir ve Dr.Wanless’ın asistanı bütün öğrencilere iğne yapar.Deneyin etkisinde olan Andy ve Vicky tuhaf halüsinasyonlar görmeye başlarlar. Uykularından uyandıklarında halüsinasyonlarını karşılaştırırlar ama ikisininki de birbirine benzemez.Andy, Vicky ile konuşurken gözlerini kızın güzelliğinden alamaz ve ona aşık olur. Vicky’ye ondan hoşlandığını söyler. Kız da ona karşı aynı duygular içerisindedir.Bir yıl sonra Andy ve Vicky evlenir.Charlie adında bir kız çocukları olur. Charlie bir yaşına gelince onun normal olmadığını anlarlar.Küçük kız beşiğinde uyuduğu sürece yastıktan dumanlar çıkarır ve biberonu gecikince kağıt sepetleri tutuşturur.Charlie bir keresinde merdivenden inerken ayağı oyuncak ayısına dolaşır ve merdivenden aşağıya yuvarlanır. Ayı onun canını yaktığı için Charlie onu tutuşturur. Kızlarının bu durumundan korkan anne ve baba evin her odasına yangın söndürücüsü koyar.Bunun üzerine Andy endişeye kapılarak bir zamanlar kolejdeki oda arkadaşı olan Quincey’i arar. Quincey ona “Bir zamanlar on iki gönüllünün katıldığı bir deney yapılmış.Bunu hatırlıyor musun?” der.On iki gönüllünün çoğunun hayatta kalmadığını,sadece dördünün yaşadığını ve bu kişilerin ikisinin birbiriyle evlendiğini söyler.Andy giderek korkuya kapılır.Bir gün eve geldiğinde karısına seslenir yanıt gelmeyince evde olmadığını düşünür.Boş bir odaya doğru yürürken orada Vicky’yi ölümle donuklaşmış bir şekilde görünce sessiz bir haykırışla geri çekilir. Karısının tırnakları sökülmüş bir şekildedir.Onu öldürenlerin ajanlar olduğunu düşünür.
Deneyin sorumlusu Dr.Wanless Lot Six’i araştıran ajan Cap ile bir konuşma yapar.Wanless, Andy ve Charlie’nin özel güçleri hakkında ona bilgi verir. Cap’e kızın yangın çıkardığını ve babasının insanları itici gücünün olduğunu anlatır.Bunun üzerine ajanlar onları yakalamak üzere harekete geçerler. Yeşil arabada bulunan ajanlar onları New York’un caddelerinde takip ederler.Baba ve kızın gidecek hiçbir yerleri yoktur ve parasız hiçbir şey yapamazlar.Caddede boş bir taksi gördükten sonra taksiye binerler.Şoföre Albany Havaalanı’na gitmek istediklerini söyler.Şoför oraya yolcu götüremeyeceğini anlatır ama Andy cebindeki son parasını şoföre uzatarak adamı iter. Albany Havaalanı’na gelirler ve terminalde otururken kızına paraları olmadığını söyler.Kızının para çalması gerektiğini anlatır, ilk başta istemez ancak mecbur kaldıkları için yapmak zorundadır.Kızın gözüne bozuk para çalabileceği telefon kulübeleri çarpar.Dikkatle telefonu iter ve bozuk paralar yere şaçıldıktan sonra kese kağıdına doldurur.Charlie’yi gören telefon kulübesindeki asker onun hırsızlık yaptığını anlar ve kıza engel olmaya çalışır.Charlie gücünü kontrol altına alamayarak adamın ayakkabılarını yakar ve paraları alıp babasının yanına koşar.Andy ajanlardan kurtulmanın tek yolunun otostop yapmak olduğunu düşünür.Terminalden çıktıklarında yeşil arabada bulunan ajanlardan Oj,John Mayo ve Norville onları takip etmektedir ancak bir süre sonra onları kaybederler. Charlie ve babası caddeye çıktıklarında otostop yapmak için bir kamyonu durdururlar. Kamyon şoförü nereye gitmek istediklerini sorar. Andy Hastings Glen’e gitmek istediklerini söyler.Hastings Glen’e geldiklerinde şoför onların parasının olmadığını anlar ve Andy’ye beşlik uzatır.Kamyondan indikten sonra, Slumberland Motele doğru yürümeye başlarlar.Motelin bahçesi ıssız,insanların ayaklarının altında gıcırdayan çakıl taşlı,sert dallar ve otların bulunduğu bir yerdir.On altı numaralı odaya giderler ve derin bir uykuya dalarlar. Sabah olduğunda Charlie ve Andy uyanırlar.Onları takip eden Orville ve Oj Hastings Lokantası’na girerler.Bara otururlarken oradaki genç garson kıza cebinden Andy ve Charlie’nin fotoğraflarını çıkartarak onları görüp görmediğini sorar.Kız görmediğini söyler. Restoranttan çıktıktan sonra diğer ajan olan John Mayo ve Ray Knowles, Slumberland motele doğru arabayla giderler.Arabanın lastiği patlar ve yürüyerek giderler.Motelin biraz ilerisinde, Andy ve Charlie yolun kenarında durmuş araba beklerler.Yoldan gelen eski bir çiftlik kamyonu zangırdaya zangırdaya yaklaşır ve Andy kamyonu durdurur.Kamyonu süren adamın adı Irv Manders’tır.Ajan Ray Knowles yaklaşık 20 dakika önce Andy ve Charlie’nin ayrıldığı motele gider.Moteldeki kasada duran kıza Andy ve Charlie’yi görüp görmediğini sorar. Kız ise sadece Andy’yi gördüğünü söyler. Diğer ajanlar motelin on altı numaralı odasına girerek odayı kontrol ederler ve onları beş dakika arayla kaçırdıkları için sinirlenirler.Birkaç dakika sonra Irv Manders’ın üç katlı,beyaz badanası yeşil çizgilerle süslenmiş çiftlik evi görünür.Irv Manders, Andy ve kızını evinde misafir etmek ister. Andy, Irv Manders’ın karısıyla tanıştıktan sonra kocaman bir fırının bulunduğu meyve ve parafin kokulu mutfakta kızı ile birlikte yemeğini yer. Birkaç gün bu çiftlikte kaldıktan sonra ajanlar onların Manders çiftliğinde olduğunu öğrenir ve sabah Al Steinowitz, Andy’ye “Neşeli bir kovalamaca oynadık.”der. Charlie “Gidin buradan!” diyerek ona cevap verir. Kız itici gücünü kullanır ve çiftlik alevler içindedir.Ajanlar kızın bu durumundan korkarak orayı terkeder. Irv Manders, Andy ve Charlie’nin ajanlardan kaçması için onlara evinin arkasında bulunan bir cipi verir.
Manders çiftliğindeki olaydan iki gün sonra Andy ve Charlie,Tashmore gölü kıyısındaki taş rıhtımı göle doğru uzanan beş odalı ahşap kulübeye varırlar.Kulübede kimseye izlerini belli etmemek için elektrik kullanmazlar.Andy, birilerinden yardım beklemek için hayat hikayesini anlatan mektup yazar ve bu öyküler yayınlanınca ajanların onların peşini bırakacağını zanneder.Yazdığı mektubu postacıya ulaştırır.Postacının karşısına iki ajan çıkar ve mektubu almak ister.Postacı izin vermeyince silahıyla onu korkutur. Andy, Tashmore’da daha fazla kalamayacaklarına karar verir.Eşyalarını toparladıktan sonra evden çıkınca ajanlar onların bulunduğu evi mektuptan öğrendikleri için her şeyi planlamış bir şekilde evin ilerisinde beklerler.Evden çıktıklarında yakalanırlar ve artık oyun bitmiştir. Ajanlar kızın ve babasının üzerinde deney yapmak için onları Dükkanın ayrı ayrı odalarına hapseder.Baba ve kıza uyuşturucu hap içirirler. Hizmetçi John Rainbird Charlie ile iyi anlaşmaya başlar ve kızın anlattıklarını nasıl kullanacağını düşünür. İlk başta deneye katılmak istemeyen Charlie özel gücüyle ajanla istediğini yaptıracağını düşünür ve deneye katılır.Yangın çıkardığı ilk deneyden sonra ahıra gidip ata binmeyi ister. Charlie, Rainbird ile babasına ertesi gün ahırda buluşup kaçmak için haber gönderir.Bunu öğrenen diğer ajanlar Rainbird’e kızar ve onu işten atar. Kaçacakları gün geldiğinde Charlie sabahın erken saatlerinde babasını görmek için ahıra gider.Babasını gören Charlie koşarak ona sarılır ve çok şişmanladığını düşünür. Ajanlar kaçmalarına izin vermeyeceği için onların peşinden gider. Ahıra girdikten sonra kız babasının yanından ayrılmayınca babasını öldürürler.Bunun üzerine kız özel gücünü kullanarak ahırı yakar, ahırdaki atlar ve her yer kül içindedir.Aslında asıl savaş bundan sonra başlar.Charlie önüne kim çıkarsa onu yakmaya hazırdır.Ajanların hepsi yanarak ölür ve artık dükkanın başına yeni bir yönetici gelir.Bu durumlardan haberi olan Irv Manders karısıyla beraber Charlie’yi yanına almaya karar verir ve Charlie artık onlarla beraber yaşamaya devam eder.Kız babasının ölmeden önce çok istediği bir şeyi yapmak için kütüphaneye gider.Hayat hikayesinin dergide yayınlanmasını ister ve başından geçen olayları anlatır.
ROMANIN BAŞKAHRAMANLARI: Andy,Vicky,Charlie,Dr.Wanless
BAŞKAHRAMANLARIN ÖZELLİKLERİ
Andy: Harrison Eyalet Koleji’nde İngilizce öğretmenidir.İnsanları itme gücüne sahiptir.Siyah saçlı,uzun boylu birisidir.
Vicky: Andy’nin karısıdır.Mavi gözlü,omuzlarına kadar dökülen sarı saçlı,güzel bir genç kızdır.
Charlie: Andy ve Vicky’nin kızıdır.Yangın çıkarma özelliğine sahiptir.Annesine benzeyen güzel,mavi gözlü,omuzlarına kadar dökülen sarı saçlı küçük kız çocuğudur.
Dr.Wanless: Kolejdeki Lot Six deneyinde görev alan bir doktordur.Deli Doktor olarak da tanınır.
YARDIMCI KAHRAMANLAR: Quincey,Irv Manders,Cap,John Rainbird,John Mayo,Oj,Norville,All Steinowitz
YARDIMCI KAHRAMANLARIN ÖZELLİKLERİ:
Quincey: Andy’nin kolejdeki oda arkadaşıdır.
Irv Manders: Gri gözlü,önlüklü,kasketli,yardımsever ve dürüst bir çiftçidir.
Cap: Neşeli birisidir.Andy ve Charlie’yi takip eden ajanlardan biridir.
John Rainbird: Huzurlu,bilgili,korkunç suratlı,dost canlısı hizmetçidir.Andy ve Charlie’yi takip eden ajanlardan birisidir.
John Mayo: Dükkanın ajanlarından birisidir.
Oj: Dükkanın ajanlarından birisidir.
Norville: Dükkanın ajanlarından birisidir.
All Steinowitz: Dükkanın ajanlarından birisidir.
MEKAN: Newyork/Albany Havaalanı Terminali,Hastings Glendeki Slumberland Moteli,Irv Manders’ın çiftlik evi,Tashmore gölündeki kulübe,Andy ve Charlie’nin hapsedildiği dükkan
Hastings Glendeki Slumberland Moteli:
Dış mekan(Slumberland Moteli bahçesi)=Issız,insanların ayaklarının altında gıcırdayan çakıl taşlı,sert dallar ve otların bulunduğu bir bahçe
İç mekan(Andy ve Charlie’nin motelde kaldığı on altı numaralı oda)=Güzel bir sonbahar sabahının parlak güneşiyle aydınlanan oda
Irv Manders’ın Çiftlik Evi:
Dış mekan(Çiftlik evi)=Üç katlı,beyaz badanası yeşil çizgilerle süslenmiş büyük çiftlik evi
İç mekan(Evin içi)=Sobalık odunların yığıldığı kısa koridorlu,kocaman bir fırının bulunduğu meyve ve parafin kokulu mutfağın bulunduğu ev
Tashmore Gölündeki Kulübe=
Taş rıhtımı göle doğru uzanan beş odalı ahşap kulübe
Andy ve Charlie’nin hapsedildiği dükkan=
Dış mekan(Dükkan arazisi)=Dört ayrı park yeri olan arazi
İç mekan(Andy ve Charlie’nin ayrı ayrı hapsedildiği oda)=Loş ışıklı,geniş ve karolarla kaplı holü olan otelin odalarına benzeyen oda
ZAMAN: Romanda olaylar 1974 yılının eylül ayından, 1980 yılının ekim ayına kadar gerçekleşmektedir.
ROMAN HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM:
Romanı çok beğendim.Roman beni çok etkiledi.Özellikle beğendiğim yer romanın sonuydu.
-“Sana nasıl yardım edebilirim?” diye sordu adam gülümseyerek.
“Derginize yazı yazan biriyle konuşmak istiyorum dedi Charlie.Sesi alçak ama kararlıydı.”Anlatacağım bir öyküm var.Ve onlara bir şey göstereceğim.”
“Hani şu okuldaki göster… anlat gibi mi?”
Charlie gülümsedi.Kütüphaneciyi büyüleyen gülüştü bu.Evet dedi yalnızca.Uzun zamandır bekliyorum anlatmak için.