Servet-i Fünun Dergisi:
Fenlerin (bilimin) hazinesi (zenginliği) anlamına gelen Servetifünun dergisi, 27 Mart 1891’de yayın hayatına başlamıştır. Aslında bu derginin çıkarılması, Ahmet İhsan Tokgöz‘ün, D. Nikolaidi‘in “Servet” adlı gazetesinde işe başlamasıyla gerçekleşmiştir. Servetifünun; Mikolaidis’in “Servet” adlı gazetesine ek olarak haftada bir çıkarılmasına – fen ve teknoloji konularını ele alması koşuluyla – izin verilen bir dergidir. O günün koşullarında farklı olan “Servetifünun” adı, böylece mabeyn (saray – yönetim) tarafından dergiye verilmiş olur.
Başlangıçta imtiyaz sahibi olarak Nikolaidis‘in adı göze çarparken “Servetifünun“, bir yıl sonra el değiştirmiş ve Ahmet İhsan‘ın adıyla yayımlanmaya başlanmıştır.
Servet-i Fünun Dergisi Önemi:
Servetifünun dergisinin, 1891 tarihinde Ahmet İhsan Tokgöz tarafından çıkarılmaya başlandığını belirtmiştik. Recaizade Mahmut Ekrem‘in Galatasaray’dan öğrencisi olan Ahmet ihsan, Fransızcadan tercüme ettiği romanları bu dergide yayımlamıştır. Servetifünun dergisinde; popüler fen, sağlık bilgileri ve Avrupa’da yapılan bilimsel keşiflerle ilgili haberlere yer verilmiştir. Adından da anlaşıldığı gibi dergi, o zamanlar edebiyattan çok uzaktı. Derginin edebiyatla olan ilgisi, tercüme roman yayımlamakla sınırlı olmuştur. İyi bir eğitim görmüş olan Ahmet İhsan, Batı’daki basın ve yayın tekniğini yakından takip etmiş; dergiyi resimli olarak çıkarmıştır. Bu özellikleriyle Servetifünun, okuyucuların ilgisini çekmiş, görünüş bakımından devrindeki diğer dergi ve gazetelerden farklı bir özellik taşımıştır.
O Derginin Türk edebiyatındaki asıl önemi, Tanzimat yazarlarından sonra ikinci bir yenilik hareketi olarak ortaya çıkmasıdır. Recaizade Mahmut Ekrem, farklı dergilerde yazan ve dağınık hâlde bulunan yenilikçi gençleri bu dergi etrafında toplayarak yeni bir edebiyat hamlesini başlatmıştır.
Türk edebiyatının bu devrine “Servetifünun Dönemi” denilmesi, bu edebî hareketin Servetifünun dergisinde gerçekleşmesiyle ilgilidir. Bu da Tevfik Fikret‘in, bu derginin yazı işlerini üstlenmesiyle başlamıştır (7 Şubat 1896, sayı: 256).
Şiir, hikaye, roman, edebî tenkit, tercüme faaliyeti ile Servetifünun tam anlamı ile bir sanat ve edebiyat dergisi kimliğini kazanmıştır. Bu oluşum, Ali Ekrem‘in otokritik niteliğindeki “Şiirimiz” adlı makalesinin kaleme alınışına kadar devam eder. Bu yazı, topluluğun arasında ilk ciddi kırgınlığı ve hatta kopukluğu yaratır. Fikret, yazı işlerinden ayrılır. Bu görevi Hüseyin Cahit Yalçın üstlenir. Onun da Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve hukuk” adlı yazısı üzerine dergi bir süre kapatılır. Bu kapanış, topluluğun dağılmasını hızlandırmıştır.