Sanat ve Zanaat

SANAT VE ZANAAT NEDİR VE ARASINDAKİ FARKLAR

“Sanat” kelimesi her ne kadar zanaatları ve güzel sanatları kapsayacak bir anlam genişliğine sahipse de günümüzde daha çok güzel sanatları karşılayacak biçimde kullanılmaktadır. Yani günümüzde sanat denildiğinde aklımıza öncelikle edebiyat, müzik, resim gibi güzel sanatlar gelmektedir.

Maddeye dayalı gereksinimlerin karşılanması için yapılan; öğrenim, deneyim, beceri ve ustalık gerektiren işlere zanaat denir. Dokumacılık, kunduracılık, bakırcılık, sepetçilik, bastonculuk, birer zanaattır. İnsanda coşku ve hayranlık uyandıran edebiyat, müzik, resim, heykel, mimarlık, tiyatro vb. ise güzel sanatlardır.

Bazı sanatçılarla zanaatkarlar aynı malzemeleri kullanır. Söz gelimi bir heykeltıraş, eserini oluştururken bazen bir taş ustasının, bazen bir marangozun, bazen bir çömlekçinin, bazen de bir demircinin kullandığı malzemeyi kullanır. Aynı malzemeyi kullanmalarına, aynı malzemeye şekil vermelerine karşın bu kişilerin amaçları ve yöntemleri farklı olduğu için ortaya çıkardıkları ürünler de nitelikleri bakımından birbirinden farklı olur.

Bir zanaatkar olan demirci, marangoz ya da taş ustası; maddeyi, öncelikle faydalı olsun, insanın somut bir ihtiyacını karşılasın diye; bir sanatçı olan heykeltıraş ise öncelikle güzel, özgün ve etkileyici olsun diye işler. Bu amaç farklılığı aslında güzel sanatlarla zanaatlar arasındaki ayrımın da en belirgin göstergesidir. Bir üründe yaratıcılık, güzellik, özgünlük, etkileyicilik ne kadar belirginse o ürünün sanatsal değeri de o kadar belirgindir.

Bir ürünün ustalık gerektiren bir süreç sonucunda oluşturulması ve güzel olarak nitelenmesi o ürünün sanat eseri sayılması için yeterli değildir. Sanat eseri güzel ve etkileyici olmakla birlikte biricik de olmalıdır. Tüm özellikleriyle başka bir esere benzeyen, özgün bir tarafı bulunmayan bir ürüne sanat eseri denemez. Bu bağlamda eski resimlerin benzerlerini neredeyse asıllarından ayırt edilemeyecek biçimde taklit ederek çoğaltma (reprodüksiyon) işini yapanlara gerçek anlamda ressam, gerçek anlamda sanatçı denemez. Çünkü böyle bir beceriyi sergileyenler, ustalıklarını yalnızca yineleme bağlamında ortaya koymakta; yaratıcılık bağlamında ortaya “biriciklik” niteliğini taşıyan, daha önce var olmayan, özgün denebilecek eserler koyamamaktadır.

Özetlemek Gerekirse:

Sanatçı, kâr amacı gütmeksizin estetik duygular uyandıracak eserler oluşturur. Zanaatkâr ise yaptığı işten geçimini sağladığı için el becerisini kullanarak önceden planlanmış ürünler oluşturur. Bu farkı anlayabilmek için ressam-boyacı, heykeltıraş-marangoz, heykeltıraş – çömlekçi vs. arasındaki ayrımı göz önünde bulundurabilirsiniz.