Karabibik Özeti

Nabizade Nazım’ın 1890’da yayımladığı ve roman diye sunduğu “Karabibik”, birçok eleştirmence uzun hikâye sayılır. Eserin herkesçe kabul edilen özelliği ise Türk edebiyatında köy yaşamını konu alan ilk roman ya da hikâye olmasıdır. Realizmin bütün koşulları göz önünde bulundurularak yazılan eser aslında

Araba Sevdası

Türk edebiyatında ilk realist roman olan ve yayımlandığı yıl olan 1896’dan on yıl önce yazılan “Araba Sevdası” da yanlış Batılılaşma temasını işler. Recaizade Mahmut Ekrem‘in bu romanındaki alafranga züppe tipi ile Ahmet Mithat Efendi‘nin Felatun Bey’i arasında birçok benzerlik vardır. Araba

Sergüzeşt

Sami Paşazade Sezai Bey’in 1888’de yayımlanan Sergüzeşt adlı romanı Türk edebiyatında realizm etkilerinin görüldüğü ilk romandır. Olay bir gözlem ürünüdür. Kişilerin davranışları ve duyguları abartılı değildir. Tasvirler çevreyi ve kişilerin ruhsal durumlarını yansıtmak için yapılmıştır. Diyaloglardaki dil yalın ve doğaldır.

Cezmi Özeti

Namık Kemal’in iki cilt olarak tasarlayıp yalnız bir cildini yazabildiği Cezmi (1881), Türk edebiyatının ilk tarihi romanıdır. Konusunu 16. yüzyıldaki Türk-iran savaşlarından alan bu eserde yazar, Celalettin Harzemşah dramında olduğu gibi İslam birliği tezini savunmuştur. Cezmi Özeti: Cezmi istanbul yöresinde

Felatun Bey’le Rakım Efendi

Felatun Bey’le Rakım Efendi yanlış Batılılaşma temasını işleyen ilk romandır. Eserde Batılılaşmayı tüketim kültürü boyutuyla algılayan alafranga züppe tipi (Felatun Bey) anlatılmış ve bu tipin daha iyi canlandırılması için karşısına Avrupa kültürünü özümsemiş Rakım Efendi tipi çıkarılmıştır. Felatun Bey’le Rakım

Tanzimat Şiirinin Genel Özellikleri

TANZİMAT DÖNENİ EDEBİYATINDA ŞİİRİN GENEL ÖZELLİKLERİ 1. Şiirde konuşma dili ve üslubuna yönelen bir söyleyiş amaçlanmış; ancak Şinasi’nin dışında bu amaca yaklaşma çabaları yetersiz kalmıştır. Özellikle ikinci dönem şairleri dilde sadeleşme hedefini unutarak şiir dilini yeniden ağırlaştırmalardır. 2. Tanzimat şiirinde

Ahmet Cevdet Paşa

AHMET CEVDET PAŞA (1822) Lofça’da doğmuş, 1839 yılında istanbul’a gelmiş, gördüğü medrese öğreniminden sonra müderrislik, öğretmen okulu müdürlüğü, Encümen-i Danış (Osmanlı Akademisi) üyeliği, vakanüvislik, valilik, Adliye Başkanlığı gibi görevlerden sonra Adliye, Maarif, Dâhiliye, Ticaret nazırlıklarında (bakanlık) bulunmuştur. Tanzimat Dönemi’nin önemli