Osman Balcıgil’in severek okuduğum Putlar Yıkılırken isimli eserine geçmeden önce yazmış olduğu Ela Gözlü Pars Celile ve Yeşil Mürekkep ‘ten kısaca bahsetmek istiyorum.
Yazarımızın kalemini Ela Gözlü Pars ile sevmeye başladım. Bu kitabında Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hanım ‘dan bahsedilir. Kişiliğiyle, tavrıyla, tahsiliyle ve annelik tarafıyla hayranlığımı kazanan bu hanımefendi, hayata karşı dik duruşu kitabı okurken beni mest etmişti. Tabii öte taraftan Celile hanıma ilgisiyle bilinen ona Sessiz Gemi şiirini armağan eden Yahya Kemal Beyatlı’yı da unutmamak gerekir. Kitabı okuma sürecinde Celile Hanimi yakından tanırken bir cevher olan oğlunu da az buçuk tanıma fırsatı buldum..
Kim mi? Nâzım Hikmet… ve yazarımızın diğer kitabına gelince, yani Yeşil Mürekkep.. Kimden mi bahsediyorum? Kalemi yüzünden haksız yere ölüme mahkûm edilen Sabahattin Ali’den tabii ki.. Yer yer gözlerim dolmuştu satır aralarında gezinirken.. Fikir işçiliği bir insanın canına kastedecek kadar tehlikeli miydi? Sormadan edemedim kendime.. ve yazarımızın okuduğum üçüncü kitabı Putlar Yıkılırken.. Yüreği insan sevgisiyle dolu, işçinin, yoksulun yanında olan ve hayatının önemli bir bölümünü sürekli hapishanelerde geçiren, bu süre zarfında Türk edebiyatına mükemmel eserler bırakan, kalbi bazen bir çocuk saflığında atan asıl kahramanımız Nâzım Hikmet’ten bahsediyorum. Bu eserinde yazar, sanatçımızı olabildiğince bütün yönleriyle tanıtmaya çalışmış, yaşadıklarını zamanın süzgecinden geçirerek biz okuyuculara sunmuştur. Putları yıkmak hiç kolay olmayacaktır..Keyifle okudum diyebilirim..