NAZIM ŞEKİLLERİ
Nazım birimlerinin belli bir temaya ve düzene göre birleşerek nazım şekli denilen yapıları oluşturduklarını daha önce belirtmiştik. Bir şiiri belli bir nazım şekline bağlı kalarak yazmak, o şiirde birim değeri, birim sayısı, ölçü türü ve kafiye düzeni bağlamında önceden belirlenmiş kural ve sınırlara bağlı kalmayı gerektirir. Hem divan hem de halk edebiyatı şairleri yüzyıllar boyunca kural ve sınırları kendilerinden önce belirlenmiş birtakım nazım şekillerine bağlı kalarak şiir yazmışlardır. Batı Uygarlığı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Dönemi’nde ise nazım şekilleri bakımından Türk şiirinde birtakım arayışlar olmuştur. Bu bağlamda bazı şairler, Avrupa edebiyatlarında kullanılan sone, düz kafiye, sarma kafiye gibi nazım şekillerini kullanmış, bazıları da halk ve divan edebiyatı nazım şekillerine benzeyen yeni nazım şekilleri denemişlerdir. Günümüzde ise şiiri belli bir nazım şekline göre yazmak gerektiği anlayışı neredeyse yok olmuştur.
Halk edebiyatı nazım şekilleri: Mâni, türkü, koşma, destan, semai, varsağı.
Divan edebiyatı nazım şekilleri: Gazel, kaside, kıt’a, müstezat, rubai, tuyuğ, murabba, şarkı, terbi, muhammes, tardiye, tahmis, taştir, müseddes, tesdis, müsemma, müsemmen, terkib-i bent, terci-i bent.
Batı Uygarlığı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Dönemi’nde kullanılan nazım şekilleri: Sone, triyole, çapraz kafiye, sarma kafiye, örüşük kafiye, düz kafiye, üçlü, dörtlü, beşli, altılı vb.
Şimdi bu nazım şekillerinden birkaçının özelliklerini görelim: TIKLAYIN >>> Nazım Biçimleri