Mesnevicilik (Mesnevi Yazma Geleneği)
Birim değeri beyit olan, beyitleri “aa bb cc dd...” biçiminde kafiyelenen, beyit sayısında herhangi bir sınırlama olmayan nazım şekline divan edebiyatında mesnevi denmiştir.
Mesnevi, eski edebiyatımızda bir çeşit manzum roman işlevi görmüş, olay örgüsü uzun, kişi kadrosu geniş pek çok metin, bu nazım şekliyle oluşturulmuştur.
İran edebiyatında doğmuş, Arap ve Türk edebiyatlarına bu edebiyattan geçmiş bir nazım şekli olan mesnevide aruz ölçüsünün çoğunlukla kısa kalıpları kullanılmış; bu nazım şekli kullanılarak olay örgüsü, kişi kadrosu, zaman ve mekân unsurlarının kullanımı bakımından masala ve halk hikâyesine göre daha sağlam ve başarılı edebî metinler oluşturulmuştur. Anonim olmaması ve yazılı gelenek içinde oluşturulması, mesneviyi masal ve halk hikâyesinden ayıran diğer niteliklerdir.
Türk edebiyatında mesnevicilik geleneği Karahanlılar Dönemi‘nde İslam dininin kabul edilmesiyle başlamış ve Batı Uygarlığı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Dönemi’ne kadar devam etmiştir. Edebiyatımızda mesnevicilik geleneğinin Yusuf Has Hacip‘in “Kutadgu Bilig“ isimli eseriyle başladığı kabul edilmektedir.