MASALCILIK (MASAL ANLATMA GELENEĞİ)
Kişi kadrosu insanlar, hayvanlar, cadı, cin, dev, peri vb. varlıklardan meydana gelen, olay örgüsü bu varlıkların gerçekleştirdikleri olağanüstülükler üzerine kurulan, zaman ve mekânlar bakımından tamamen hayal öğesine dayanan halk öykülerine masal; asırlar boyunca masalların bu biçimde oluşturulması ve anlatılması neticesinde oluşan edebiyat geleneğine de masalcılık (masal anlatma geleneği) adı verilir.
Masal anlatma geleneğinin, nerede başladığına dair kesin bir bilgi bulunmasa da ilk masalların Hindistan’da anlatıldığı ve bütün dünyaya buradan yayıldığı tahmin edilmektedir.
Masallar, çoğunlukla anonim nitelik taşır. Bunların önemli bir bölümü, sözlü gelenekle kuşaktan kuşağa aktarılmış, daha sonra yazıya geçirilmiştir.
Masal, bütün dünyada -özellikle de kitle iletişim olanaklarının gelişmediği ve yazılı metinlere ulaşmanın çok zor olduğu dönemlerde- çocukları eğlendirmenin ve eğitmenin en önemli aracı olarak düşünülmüş; bu bağlamda masalın kendisi kadar masalı anlatan kişi (masalcı) de önem kazanmıştır.
Masallar, destanlardan farklı olarak düz yazı (mensur-nesir) biçiminde ve tamamen hayal öğesinden yararlanılarak oluşturulur. Masallarda akıcı, duru, açık ve yalın bir anlatım kullanılır; uzun betimlemelere, psikolojik çözümlemelere yer verilmez. Olay örgüsünün anlatımında geniş zaman ya da öğrenilen (-miş’li) geçmiş zaman kipi kullanılır.
Masallarda kişi kadrosu çoğunlukla iyilik-kötülük, adalet-zulüm, alçakgönüllülük-kibir gibi karşıt durumları temsil eden varlıklardan (insanlar, hayvanlar, bitkiler, cansız varlıklar; dev, cin, peri vb.) oluşur. Metindeki olay örgüsü, bu varlıkların temsil ettikleri kavramların karşıtlığından doğan çatışma ya da insanların ulaşılması güç hayalleri üzerine kurulur. Masallardaki mekânlar (Kaf Dağı, devler âlemi, gerçek dünyada rastlanması imkânsız bahçe, saray, ırmak, şehir vb.) tamamen düş gücüyle yaratılır. Masallardaki olay örgüleri gerçek dünyadakine benzemeyen; gün, ay, yıl, yüzyıl gibi sürelerin anlamını yitirdiği hayalî bir zaman diliminde gerçekleşir.
Masallarda millî ve dinî öğelere genellikle yer verilmez. Bu bağlamda masalların evrensel bir nitelik taşıdığı söylenebilir. Bununla birlikte her masal, oluşturulduğu topluma ait bazı izler taşır.
Türk masallarında anlatıcı, masalı anlatmaya başlamadan önce dinleyicileri masalın havasına sokmak ve masal anlatmadaki ustalığını göstermek için birtakım kafiyeli sözlere, çoğunlukla da tekerlemelere başvurur. Bu bölüm bittikten sonra olay örgüsünü anlatmaya başlar. Olay örgüsünü anlatmayı bitirip masalı güzel bir sonuca bağladıktan sonra bu güzel sonucu dinleyiciler için de ister, bir bakıma onlar için dua eder.
Masal Türleri
- 1. Asıl masallar: Masalların buraya kadar anlattığımız genel niteliklerini üzerlerinde taşıyan, masal denince akla ilk gelen masallar.
- 2. Hayvan masalları: Kişi kadrosu hayvanlardan seçilen ve daha çok öğretici nitelik taşıyan masallar
- 3. Güldürücü masallar: Dinleyicileri güldürme amacıyla oluşturulan masallar.
- 4. Zincirlemen masallar: Küçük ve önemsiz bir dizi olayın birbirine bağlanmasıyla oluşturulan masallar. .
- 5. Yapma masallar: Halk masallarına benzetilerek oluşturulan, yazarları belli olan masallar