En eski zamanlardan bu yana gerek edebî gerekse de öğretici metinler, şu ifade ediş yöntemlerinden biriyle oluşturulmuştur: Nazım ve nesir.
Nazım; duygu, düşünce ve olayların ölçülü, çoğu zaman da kafiyeli mısralarla anlatılması yöntemidir. Nazımla yazılmış kısa metinlere manzume, uzun metinlere manzum eser denir. Eskiden manzum olarak yazılmış metinlerin çok büyük bir bölümü şiir olarak da kabul ediliyor, bu bağlamda manzume ile şiir arasında önemli bir fark görülmüyordu. Günümüzde ise manzume ile şiir arasında nitelik bakımından önemli farklar olduğu kabul edilmektedir. Bugün manzume denildiğinde daha çok şu anlaşılmaktadır: Düz yazıyla (nesirle) da anlatılabilecek olay ve durumların, belli bir ölçü, kafiye düzeni ve nazım şekline bağlı kalınarak dile getirilmesiyle oluşturulan, didaktik (öğretici) yönü ağır basan metin.
Belli bir ölçüye, uyak düzenine ve nazım biçimine bağlı kalınarak oluşturulan her kısa metin bir manzumedir fakat şiir değildir. Bu nitelikler, bir metnin şiir sayılması için yeterli hatta gerekli değildir. Manzumeler, çoğunlukla oluşturuldukları zaman diliminin günlük konuşma dilindeki anlaşılır kelime ve söyleyişlerle yazılır. Çünkü bu metinlerdeki öncelikli hedef; coşku, heyecan, imge ve hayallerin ifade edilmesi değil, bir olayın anlatılması ya da herhangi bir konuda okuyucuların bilgilendirilmesidir.
Bir mısralar dizisinin şiir sayılması için o mısralarda; coşku, heyecan ve hayalleri etkileyici biçimde yansıtan özgün imgelerin ve ahenkli söyleyişlerin bulunması gerekir. Şiir, düşünceden çok düş gücüne dayanır, insanı duygu bakımından etkiler, bir bakıma onun kalbine ve hislerine seslenir. Şiir açısından bu nitelikler, mısraların kafiyeli ve ölçülü olmasından çok daha önemlidir. Gerçek ya da hayalî bir olay, ilgi çekici ve ahenkli olması için; herhangi bir bilgi de akılda daha kolay kalması ve çabucak unutulmaması için nazımla (manzum olarak) kaleme alınabilir. Bu durum, bu şekilde oluşturulan metinleri şiir yapmaz. Ama sadece bir tek dize bile özgün bir imgeye, ahenkli bir söyleyişe, etkileyici bir anlatıma sahip olduğunda şiirsel bir nitelik kazanmış olur. Aşağıdaki metin parçası, manzum bir hikâyeden alınmıştır. Bu manzumede, düz yazıyla da anlatılabilecek bir olay örgüsü vardır.