♦ Gülşehrî‘nin bu eseri Feridüddin-Attar‘ın aynı adlı eseri esas alınarak yazılmış, vahdet-i vücut inancını işleyen alegorik bir eserdir. Şair mesnevi biçiminde yazdığı bu eserini Türk diliyle Farsçadan daha güzel bir eser yazılabileceğini göstermek amacıyla yazmıştır. Çekici anlatımı ve tasvirleri ile dikkati çeken Gülşehrî’nin mesnevisinde sorulu cevaplı bir anlatımla birlikte diyalog ve monologlar da kullanılmıştır.
♦ Beyit sayısı 5000 civarında olan eser tevhit bölümüyle başlar. Daha sonra kuşların padişahı olduğuna inanılan ve Kafdağı’nın arkasında yaşadığı söylenen Simurg‘un özellikleri anlatılır. Bülbül, papağan (tuti), tavus, hüma, 1 şehbaz (akdoğan),keklik, baykuşl gibi çok sayıda kuş, padişahlarını bulmak için toplanır, içlerinde bulunan Hüthüt adlı kuş, Hz. Süleyman’ın yoldaşı olup onunla bütün âlemi dolaştığını ve onları Simurg’a götürebileceğini söyler. Bunun üzerine Hüthüt’ün kılavuzluğunda yola çıkılır Yolculuğun zor şartları birçok kuşu bitkin düşürür ve kuşlar yola devam etmek istemez. Hüthüt önlerinde istek, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret ve fakr u fena olmak üzere yedi vadi daha bulunduğunu söyler. Kuşların bazısı geri döner, bazısı yere iner, bazısı açlıktan ölür. Sonunda sadece otuz kuş Simurg’un makamına ulaşır ve orada kendilerinden başka kimseyi göremezler. Böylece Simurg’un kendilerinden, kendilerinin de Simurg’tan başka bir varlık olmadığı gerçeğini öğrenirler.