KAŞGARLI MAHMUT (1008 -1105)
Kaşgar’da doğmuş, yaşamının önemli bir kısmını Karahanlılar bölgesinde geçirmiştir. Birçok Türk ilini gezdiği, Orta Asya’yı boydan boya kat ederek Anadolu’ya, oradan da Bağdat’a geldiği ve 1072- 1077 yıllarında Bağdat’ta bulunduğu bilinmektedir. Ünlü eseri Divanü Lugati’t-Türk‘ü burada yazmış, Abbasi halifesine armağan etmiştir. Kaşgarlı Mahmut, iyi silâh kullanan bir asker olmanın yanında Türkçe sevgisini her şeyin üstünde tutan ilk büyük dil bilginimizdir
Divanü Lugati’t-Türk Nasıl Bulundu?
Türk dili ve edebiyatı için son derece önemli bir kaynak olan Divanü Lugati’t-Türk 1910 yılına kadar ismi var, cismi yok bir eserdir. Kâtip Çelebi‘nin Keşfüzzünûn adlı bibliyografyasında adı geçen eser her nasılsa kaybolmuştur. Vanizade Nazif Paşa’nın yakınlarından bir hanım, 1910 yılında istanbul’daki Sahaflar Çarşısı’nda dolaşırken bu dev eseri tozlu raflarda bulur, satın almak ister. Elindeki ganimetin değerini ancak o zaman anlayan sahaf, kitabın fiyatını 25 altına kadar yükseltince hanım da kitabı alamaz. Ancak işi Maarif Nezareti’ne (Mili Eğitim Bakanlığının o zamanki adı) duyurmayı da ihmal etmez. “Ne olduğu belirsiz bir kitaba avuç dolusu altın verilemeyeceği” gerekçesiyle Maarif Nezareti, eseri satın almaya yanaşmaz. Kitap kurdu Ali Emiri Efendi durumu öğrenince kitapçıyı getirtir, eseri inceledikten sonra gerekli parayı buluncaya dek adamı kütüphaneye kilitler, işte böyle borç harç satın alınan Divân ü Lügati’t-Türk, uzun zaman Ali Emiri Efendi’nin kıskanç titizliğiyle kütüphanede saklı kalır. Ali Emirî Efendi, eserin basımına ancak Sadrazam Talat Paşa’nın ricası üzerine razı olur. Eldeki yazma, Kaşgarlı Mahmut’un el yazısı olmamakla beraber ondan 192 yıl sonra Şam’lı Mehmet adında usta bir hattat tarafından yazılmış yeryüzündeki tek nüshadır.