FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914 – 2008)
Sanatçı, İstanbul’da dünyaya gözlerini açtı. Süvari Yarbay Hasan Hüsnü Bey’in oğludur, ilkokulu Konya, Kayseri, Adana ve Kozan’da; ortaokulu Tarsus ve Adana’da okudu. Kuleli Askeri Lisesi (1933), Harp Okulundan (1935) mezun oldu. Piyade subaylığı ile Doğu ve Orta Anadolu’nun, Trakya’nın pek çok yerini dolaştı. 1950 yılında orduda 15 hizmet yılını doldurunca subaylıktan istifa etti. Çalışma Bakanlığı iş Müfettişi olarak İstanbul’da görev yaptı. 1959’da Aksaray’da Kitap Kitabevini açtı ve yayıncılık işi yaptı. 1960-1964 seneleri arasında Türkçe isminde aylık bir dergi yayımladı. 1970’te kitabevini kapattı.
Birçok ödül kazandı. “Çakırın Destanı” eseriyle CHP şiir yarışmasındaki 3.lüğü; “Asu” adlı eseriyle Yeditepe Şiir Armağanı; “Delice Böcek” kitabıyla Türk Dil Kurumu 1958 Şiir Ödülü; “Horoz” şiir kitabı ile 1977 Sedat Simav’ı Vakti Ödülü bunlardan sadece bazılarıdır. Bunlara ek olarak Uluslararası Şiir Forumunca en iyi Türk şairi seçilmiş (1967); Struga (Yugoslavya) Şiir Festivallerinin 13.sünde Altın Çelenk Ödülü ‘nü kazanmıştır. Uzun seneler, Türkçenin yaşayan en büyük şairi olarak nitelendirilen Dağlarca 94 yaşında, zatürre tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.
♦ 70 seneyi aşan şairlik hayatında 134 şiir kitabı basmıştır. Tür, içerik, şekil bakımından birbirine benzemeyen bu şiirlerde yenilikçilik, evren karşısında duyulan şaşkınlık, mistik-metafizik tavır, vatanseverlik, barış ve özgürlük gibi temalar işler.
♦ İlk kitabından bu yana kendini devamlı aşmaya çalışarak özü ve ifade sağlamlığı ile kendine has bir şiiri geliştirmiştir. İlk başta sezgisel, daha sonra akılcı bir tutum ile insanın evren, tabiat ve toplum içindeki yerini irdelemiş; hiçbir edebi akıma bağlanmadan, hiçbir şairden belirgin olarak etkilenmeden, benzerine rastlanmayan özgün bir şiir ortaya çıkartmıştır.
♦ Kişisellikten halkçılığa, lirik şiirden epik şiire, açık anlatımdan kapalılığa farklılıklar gösteren bu şiirleri destanlar, toplumcu gerçekçi şiirler ve felsefi lirik şiirler olmak üzere 3 gruba ayırmak mümkündür.
♦ İlk eseri “Havaya Çizilen Dünya”da hece ölçüsünü kullanan sanatçı, daha sonraki şiirlerini serbest ölçü ile kaleme almış ve dış biçim kurallarını önemsememiştir.
♦ Asıl kişiliğini kendisisi bütün yönleri ile yansıtan eseri olan “Çocuk ve Allah’ adlı eseriyle, bulmuştur. Bu eserinde insanın kaderi, dünya ve evrendeki yeri üzerine, sevgiyle karışık çocuksu bir şaşkınlık ile eğilmesi; 2 uç arasında, çocuk ile Tanrı, görünen ile görünmeyen arasında şaşkınlık ile gidip gelmesi ile dikkatleri üzerine toplamıştır.
Büyümek
Büyür ağaçlar maviliklerde,
Bulutlar, aydınlıklar, uzaktan.
Büyür şehirlerin yatakları,
Mevsimlerin üstü, yaşamaktan.
Bir anne gibi genişleyen sabah aydınlığı,
Büyür kanatları yavru serçelerin.
Büyük şehirler ve şehirlerde,
Korkunç hayatı, gecelerin.
Büyür hatıralar gibi ihtiyarlar,
Yaşamayı hatırlarken.
Büyür güzellikleri, vücutları kısmetleri,
Çocuklar uyurken.
Vakit büyür habersiz,
Bir serinlik düşer her cama.
Çiftçiler bile anlamadan
Büyür topraklar daima.Fazıl Hüsnü Dağlarca
Eserlerinden Bazıları
- Havaya Çizilen Dünya
- Çocuk ve Allah
- Daha,
- Çakırın Destanı,
- Taş Devri
- Üç Şehitler Destanı
- Sivaslı Karınca,
- Batı Acısı
- İstanbul-Fetih Destanı
- Çanakkale Destanı
- Malazgirt Ululaması
- Delice Böcek,
- Asu
- Mevlana’da Olmak
- Vietnam Savaşımız
- 19 Mayıs Destanı
- Hiroşima
- Almanya’da Çöpçülerimiz
- Yunus Emre’de Olmak
- Nötron Bombası
- Dildeki Bilgisayar