Deyim aktarması

deyim aktarması

Deyim aktarması: Bir kavramın ya da varlığın, benzerlik ilişkisinden ötürü başka bir kavramı ya da varlığı karşılar duruma gelmesine deyim aktarması denir. “Aslanlarımız Çanakkale’de, Yemen’de, Sarıkamış’ta korkusuzca savaşıyordu.” cümlesindeki “aslanlarımız” kelimesinde deyim aktarması vardır. Bu cümledeki “aslan” kelimesi nitelik yönünden benzerlik ilişkisi kurularak “asker” kelimesinin yerine kullanılmış, başka bir deyişle bir varlık benzerlik ilişkisinden ötürü başka bir varlığı karşılar durumu gelmiştir.

Deyim aktarmaları beş şekilde karşımıza çıkar:

  • İnsandan doğaya aktarma,
  • doğadan insana aktarma,
  • doğadan doğaya aktarma,
  • somuttan soyuta aktarma,
  • duyular arası aktarma.

1. İnsandan doğaya aktarma: Bu tür aktarmaların yerleşik dildeki en yaygın kullanımları, baş, burun, boğaz, göz gibi organ adlarının doğadaki bazı varlık ve kavramları karşılamak için de kullanılması şeklinde karşımıza çıkar. Söz gelimi ilk anlamıyla “Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı“nı karşılayan “burun” kelimesi, şekilsel benzerlikten ötürü “Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü”nü de karşılar duruma gelmiş, böylece bu kelime asıl anlamının dışında başka bir anlamı da karşılar duruma gelmiştir.

İnsandan doğaya aktarma, insana özgü fiziksel ve ruhsal niteliklerin doğadaki varlıklara aktarılması şeklinde de gerçekleşebilir.

  • Ağaçlar baharın gelişini kutluyordu.

İnsandan doğaya aktarmanın olduğu bu tür kullanımlar, edebî sanatlar bağlamında kapalı istiare ve kişileştirme (teşhis) terimleriyle karşılanmaktadır.

2. Doğadan insana aktarma: Doğadaki nesnelerinin adlarının ve niteliklerinin insanlar için kullanılmasına “doğadan insana aktarma” denir. Bu tür aktarmalarda amaç genellikle ya birisine hakaret ekmek (eşek, maymun, öküz, keçi; kereste, odun vb.) ya da birisini övmektir (sevgili için fidan, gül, çiçek; askerler için aslan sözcüğünü kullanmak vb.).

3. Doğadaki nesneler arasında aktarma: Bu tür aktarmaların en önemlileri şunlardır:

  • a. Hayvandan bitkiye aktarma: > aslanağzı > kuşburnu > katırtırnağı
  • b. Hayvandan hayvana aktarma: >köpekbalığı > danaburnu (böcek)
  • c. Hayvanlardan gök cisimlerine, alet, eşya ve yiyeceklere aktarma: > Büyükayı (yıldız kümesi) > kargaburnu (alet) > bülbülyuvası (tatlı)

4. Somuttan soyuta aktarma (somutlaştırma): Somut anlamlı kelimelerin benzerlik ilişkisi kurularak soyut kavramları ve durumları karşılar hâle gelmesine somuttan soyuta aktarma denir. Bu tür aktarmalarda soyut kavram ve durumlar, somut anlamlı sözcüklerden yararlanılarak somutlaştırılır. Somutlaştırma en yaygın biçimde deyimlerde kullanılır. Kabına sığmamak, diken üstünde oturmak, iğneyle kuyu kazmak, ipin ucunu kaçırmak gibi deyimlerde somut anlamlı kelimeler kalıplaşarak soyut durumları anlatmış, bir başka deyişle soyut durumlar somut anlamlı kelimelerle ifade edilerek, bunlar somut bir durum gibi elle tutulur gözle görülür hâle getirilmiş, yani somutlaştırılmıştır.

5. Duyular arası aktarma: Farklı duyularla ilgili niteliklerin aynı söz öbeği içinde kullanılmasına duyular arası aktarma denir. Söz gelimi “sıcak” sıfatı dokunma duyusuyla ilgilidir. Bu kelime, görme duyusuyla ilgili olan “renk” kelimesiyle bir arada kullanıldığında (sıcak renkler), sıcaklık kavramı dokunma duyusuyla değil de görme duyusuyla algılanabilecektir özellikmiş gibi anlatılmış olur. Benzer kullanımlar “acı çığlık, keskin koku, tatlı söz” gibi söz öbeklerinde de görülebilir.

Not: Deyim aktarması ile Ad aktarmasını birbiri ile karıştırmayın:

Ad aktarması: Bir kavramın ya da varlığın, benzerlik dışındaki bir anlam ilgisinden ötürü başka bir kavramı ya da varlığı karşılar durumu gelmesine ad aktarması denir. Ad aktarmasıyla deyim aktarması arasındaki terk fark, ad aktarmasında asıl anlatılmak istenenle onun yerine kullanılan kelime arasında benzerlik dışında bir anlam ilgisinin bulunmasıdır. Deyim aktarmasında benzerlik ilgisi varken ad aktarmasında iç-dış, parça-bütün, yer-kişi, sanatçı-eser, somut-soyut gibi benzerlik dışındaki anlam ilgileri vardır.

ÖRNEK SORU (ÖSS – 2001)

(I) Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını yaşatıyor doğaya. (II) Amasra’da bir Roma yapıtı olan Kuşkayası Yol Anıtı sarı bir örtüyle kaplanıyor. (III) Hasankeyfteki Artukoğulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleği yolcu ediyor. (IV) Kaçkarlarda yağmur fazla mesai yapmaya başlıyor. (V) Bolu Dağları’nda, Istrancalarda gezinirken yerlerde ağaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini, acılı bakışlarını görüyoruz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde insana özgü bir nitelik doğaya aktarılmamıştır?

A) I.                B) II.                C) III.       D) IV.             E)V.

ÇÖZÜM: Bu parçadaki I, III, IV ve V. cümlelerde insana özgü nitelikler doğaya aktarılmıştır.

  •  I. cümle  Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını yaşatıyor doğaya.
  • III. cümle Hasankeyfteki Artukoğulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleği yolcu ediyor.
  •  IV. cümle  Kaçkarlarda yağmur fazla mesai yapmaya başlıyor.
  •  V. cümle Bolu Dağları’nda, Istrancalarda gezinirken yerlerde ağaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini, acılı bakışlarını görüyoruz.

Cevap B

ÖRNEK SORU (ÖSS – 2009 Ed-Sos)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Papatyalar, badem ve eriklerden akıllı davrandı ve ‘üçüncü cemreye’ aldanmayıp sabırla bekledi.” cümlesindekine benzer sanatlı bir söyleyiş vardır?

A) Eskiden Beyoğlu, iyi kötü her şeyiyle Batı uygarlığının simgesiydi.
B) Beyoğlu bir zamanlar yalnız Türkiye’de değil, yakın doğuda da çok ünlüydü.
C) Beyoğlu, Türkiye’nin kültür başşehrinin önemli yerlerinden biri olma özelliğini bugün de korumaktadır.
D) İstenirse Beyoğlu yine eski saygınlığına, eski güler yüzlülüğüne ve çekiciliğine kavuşturulabilir.
E) Eskiden İstanbullular, Beyoğlu’na çıkarken derlenir toplanırlar, giyimlerine özen gösterirlerdi.

ÇÖZÜM:

“Papatyalar, badem ve eriklerden akıllı davrandı ve ‘üçüncü cemreye’ aldanmayıp sabırla bekledi.” cümlesinde insana özgü “akıllı davranmak” ve “sabırla beklemek” nitelikleri insan dışındaki bir varlık olan papatyalara aktarılmıştır. Benzer bir sanatlı söyleyiş D seçeneğinde vardır: İstenirse Beyoğlu yine eski saygınlığına, eski güler yüzlülüğüne ve çekiciliğine kavuşturulabilir.

Cevap C