♦ Cumhuriyetin ilânı siyasi ve sosyal alanda olduğu gibi edebiyatta da yeni bir dönemin başlangıcı olur. Millî Edebiyat akımının benimsediği konuşma diliyle yazma ve yurt gerçeklerini, toplum sorunlarını ele alma düşüncesi çok daha geniş ve başarılı bir biçimde uygulanır. Zaten Millî Edebiyat akımının Ömer Seyfettin dışında bütün sanatçıları Cumhuriyet’ten sonra da yazmayı sürdürürler ve birçoğu en başarılı eserlerini Cumhuriyet Dönemi’nde verirler. Dolayısıyla Millî Edebiyat Dönemi sanatçıları aynı zamanda Cumhuriyet Dönemi sanatçısı sayılır.
♦ Cumhuriyet Dönemi edebiyatı genel olarak Cumhuriyetin getirdiği değerler sistemini yansıtır. Bu değerler sisteminin temelinde öncelikle cumhuriyet rejiminin yüceltilmesi bulunur. Cumhuriyet köklü bir düzen ve siyasal yapı değişikliğidir. Osmanlı imparatorluğu’nun mirası üzerinde geleneksel kurumların tasfiye edilerek çağdaş uygarlık doğrultusunda Türk toplumunun kültürel örüntüsünü değiştirme atılımıdır. Bu atılımın kaynağında milliyetçilik ve medeniyetçilik olmak üzere birbirini bütünleyen iki ana düşünce vardır. Bu iki düşünce çizgisinde gerçekleştirilmek istenen Atatürk inkılâpları, hedeflenen yeni yaşama biçimini getirmeye yönelen araçlardır. Ülkede bir kalkınma ve eğitim seferberliği başlatılmış, okullar açılmış, ulusal ekonomiyi kurmak için girişimlerde bulunulmuş, hukuk sistemi değiştirilmiş, halkevleri projesiyle halka inilmiş, Batı ve Doğu dillerinden klasik eserler Türkçeye çevrilmiş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu kurulmuş, Türkçenin yabancı sözcüklerden arınmasına önem verilmiş, köylere köy çocuklarının parasız okuduğu Köy Enstitüleri götürülmüş, köylünün elinden tutulmuş, kısaca bütün yurtta topyekûn bir uygarlık savaşı başlatılmıştır.
♦Cumhuriyetle başlayan bu uygarlık savaşı, toplumun tüm kurumlarında olduğu gibi edebiyatta da etkisini göstermiş, edebiyatımızda da önemli bir doku değişikliğine yol açmıştır.
♦Cumhuriyet’e değin sanatçıların çoğunlukla İstanbul’dan ve varlıklı çevrelerden çıkmasına karşılık Cumhuriyetle birlikte bu sosyolojik tablo değişmiş; sanatçılar daha çok, köy kökenli, yoksul Anadolu çocuklarından çıkmıştır. Bu değişikliğin en önemli sonucu ise edebiyatımızın haritasının değişmesi olmuştur. Anadolu köyleri, kasabaları, şehirleri, kısaca memleket coğrafyası ve insanı edebiyatımıza gerçek anlamda ancak bu değişimden sonra girebilmiştir.
♦ Cumhuriyet Dönemi edebiyatımızda bir başka önemli değişiklik, edebiyatımızın biçim ve içerik bakımından da dil ve üslup bakımından da çağdaş edebiyatlar düzeyini yakalamış olmasıdır. Edebiyat metinleri Cumhuriyet Dönemi‘nde içerik ve tema yönüyle son derecede zenginleşmiş, akla gelebilecek hemen her konu edebiyatımıza girmiştir. Bu dönemde dil, hemen hiçbir sanatçı için okura ulaşamamanın nedeni olmamış, şair ve yazarlarımız konuşma dilinden uzaklaşmadan eser vermişlerdir.
♦ Cumhuriyet roman ve hikâye yazarlarından birçoğunun eserleri dünya dillerine çevrilmiş, edebiyatımız sınır dışında da tanınmıştır. Aynı şekilde, sanatçılarımız Batı ve dünya edebiyatlarını, kültür ve düşünce sistemlerini çok daha iyi tanımışlar, deneyimlerini zenginleştirmişler, ufuklarını genişletmişlerdir.
Bu dönemin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
1- Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış dildeki sadeleşme çama.arı aralıksız olarak sürmüştür.
2- Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış gerçekçi bir anlayış güdülmüştür.
3- Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de günlük konuşma dili kullanılmıştır. Yine bu dönemde şiirin biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır.
4- Şiir, roman, hikaye ve tiyatro gibi türlerde önemli gelişmeler olmuştur.
5- Cumhuriyetin kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı) yılları arasında eser veren şair ve yazarlar genellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla “yerli” ve “halka doğru” ; veya Batı’nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kişisel yollarında yürümüşlerdir.