FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL HAYATI BİYOGRAFİSİ 1898’de İstanbul’da doğan Faruk Nafiz Çamlıbel, ilk ve orta öğreniminden sonra dört yıl boyunca Tıp Fakültesine devam etmiş, ardından şiire olan merakı yüzünden tıp eğitimini yarım bırakmıştır. Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan, yazdığı bu şiirleri çeşitli
Kategori: Türk Edebiyatı Konu Anlatımı
Şiir Yorumlama
Yorumlamak, bir yazıyı ya da sözü yorum yaparak açıklamak, o yazı ya da söz üzerinde kendine göre bir yargıya, çıkarıma varmak demektir. Tanımdan da anlaşıldığı üzere, yorumda en önemli faktör anlamdır. Anlamsa bir sözcükten, bir sözden, bir davranış ya da
Divan Şiiri
DİVAN ŞİİRİ Türkler, İslamiyet’i kabul ederek yalnızca dinî yaşamlarını değil, kültür, uygarlık ve zihniyet dünyalarını da değiştirmişlerdir. Bu değişimden zaman içinde sanat ve edebiyat da payını almış, toplumsal, kültürel, politik ve ekonomik realitelere bağlı olarak Türk edebiyat tarihinde divan şiiri
Aşık Edebiyatı
Aşık Edebiyatı – Âşık Tarzı Halk Şiiri: “Saz şairi, halk şairi, çöğür şairi, meydan şairi” gibi adlarla da bilinen âşıkların meydana getirdikleri şiirler, bu gelenek içinde değerlendirilmektedir. Bu şiir geleneğinin belli başlı özellikleri şunlardır: 1. Âşık tarzı halk şiiri, özellikle yapı
Anonim Halk Şiiri
Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı olmuş şiirler, anonim halk şiiri geleneği içinde ele alınır. Bu şiir geleneğinin en önemli nazım şekilleri Şunlardır: Mâni Türkü Ağıt Ninni Destan Anonim Halk Şiirine Örnekleri: MANİ Kaşların ok dedikçe Kirpiğin çok dedikçe Pek mi
Halk Şiiri
Halk Şiiri Yapı, ahenk ve bazı temalar bakımından İslamiyet’in kabulünden önceki Türk şiiriyle benzerlikler gösteren halk şiiri geleneğinin belli başlı özellikleri şunlardır: 1. Halk şairlerinin pek çoğu, düzenli eğitimden geçmeyen, halkın içinden gelip onların ortak duyarlıklarını, hayallerini yansıtan kişilerdir. 2.
Türk Destanları
İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Dönemi’nde oluşturulan destanlar, oluş ve yayılma aşamalarından geçmiş, derlenme aşamasından geçmemiştir. Bu metinlerin tamamına yakını, Çin, İran ya da Moğol kaynaklarında yer almış, yani başka dillerde kaleme alınmıştır. Uygurca yazılan Oğuz Kağan Destanı‘nı, hem Uygur Türkçesiyle
Destancılık (Destan Anlatma Geleneği)
DESTANCILIK (DESTAN ANLATMA GELENEĞİ) Bilinmeyen zamanlarda yaşanan önemli olaylar (göçler, savaşlar, felaketler, kahramanlıklar vb.) milletlerin hafızalarından uzun süre silinmemiş, sözlü gelenek yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Bu süreçte, anlatılanlara olağanüstülükler eklenmiş; yaşanan gerçekler ya tümden unutulmuş ya da önemli ölçüde değişikliğe
Metin ve Gelenek
METİN VE GELENEK Anlatmaya bağlı edebî metinleri incelemenin beşinci aşamasında metnin ait olduğu gelenek içindeki yerinin, bu gelenekten ne ölçüde etkilendiğinin ve bu geleneğin gelişmesine ne ölçüde katkıda bulunduğunun belirlenmesi vardır. Tarihin belli bir döneminde ortaya çıkan, gelişen, birçok kişi tarafından
Roman ve Hikayelerde Çatışma (Düğüm)
Anlatmaya bağlı edebî metinlerde olay örgüleri, çoğunlukla insanların hayal, tutku ve istekleri üzerine kurulur. Kişiler bu hayal, tutku ve istekleri gerçekleştirmeye başladıkları andan itibaren metindeki çatışma da belirginleşmeye başlar. Söz gelimi bir romanın erkek başkahramanı ile kadın başkahramanı birbirlerine âşık