ARUZ ÖLÇÜSÜ (VEZNİ) NEDİR?
♦ Aruz, dizelerin hece sayısını değil de hecelerin uzunluk ve kısalık değerlerini esas alan nazım ölçüsüdür.
♦ Arap edebiyatında doğmuş, daha sonra İran ve Türk edebiyatlarında da kullanılmıştır.
♦ Bu ölçüyü ilkin VIII. yüzyılda İmam Halil adlı bir Arap bilgini sistemleştirmiştir.
♦ Ali Şir Nevai‘nin Mizan’ül – Evzan adlı eseri de aruzu inceleyen eserlerden biridir.
♦ Türk edebiyatında aruzla yazılan ilk eser Yusuf Has Hacip‘in Kutadgu Bilig‘idir.
a. Aruz Kalıpları
♦ Aruz ölçüsünde kapalı (uzun) ve açık (kısa) hece olmak üzere iki tür hece vardır:
♦ Kapalı hece, ünsüzle ya da uzun ünlüyle biten hecedir. Çizgi (-) ile gösterilir. kar (-), lâ (-)
♦ Dize sonundaki hece de her durumda kapalı kabul edilir.
♦ Açık hece ise ünlüyle biten hecedir ve nokta (.) ile gösterilir. su (.), 0 (.)
♦ Aruz ölçüsünde dizeler “tef’ile” denen parçalara bölünür.
♦ Fe û lün (. – -), fâ i lün (- . -), fâ i lâ tün (- . – -), mef û lü (- – .), mefâ î lü (. – – .) en çok kullanılan tef’ilelerden bazılarıdır.
♦ Aruz kalıpları tef’ile denen parçaların farklı biçimlerde bir araya gelmesiyle oluşur.
♦ Her tef’ilenin bittiği yer bir duraktır ve duraklar hece ölçüsündekinin tersine sözcükleri bölebilir.
Örnek:
Korkma sönmez / bu şafaklar / da yüzen al / sancak
Fâ i lâ tün / Fe i lâ tün/Fe i lâ tün/Fa’ lün
Bu memleket / te de bir gün / sabah olur / sa Haluk
Me fâ i lün / Fe I lâ tün / Me fâ i lün / Fe i lün
b. Bazı Aruz Terimleri
Takti: Aruz ölçüsünde dizelerin durak yerlerini belirtecek biçimde kesik kesik okunmasıdır.
Ulama (vasl): Bir sözcüğün sonundaki ünsüzün kendisinden sonra gelen ve ünlüyle başlayan sözcüğün ilk hecesine bağlanmasıdır.
Örnek:
Sönmeden yur / dumun üstün / de tüten en / son ocak
Fâ i lâ tün / Fe i lâ tün / Fe i lâ tün / Fe i lün
Yukarıdaki dizede “yurdumun” sözcüğünün sonundaki “n” ünsüzü, “üstünde” sözcüğün ilk hecesine bağlanarak ulama yapılmış, aruz kalıbı bozulmamıştır.
İmâle (uzatma): Kısa heceyi aruz kalıbına uydurmak için uzatmaktır. Aruz kusuru sayılır.
Örnek:
Kamçı vurdu Hâlit ol dem atma
Fâ i lâ tün Fâ i lâ tün Fâ i lün
Bu dizede “vurdu” sözcüğü “vurduu” biçiminde, “atına” sözcüğü “aatınaa” biçiminde okunduğunda ölçü bozulmayacaktır. (Dize sonlarında kısa hecenin uzun okunması kural gereğidir.)
Zihaf (kısma): Uzun heceyi aruz kalıbına uydurmak için kısa okumaktır. Aruz kusurlarındandır.
Örnek:
Bir misafir gibiyiz dünyâda biz
Bu dizede “dünyâ” sözcüğündeki “â” ünlüsünün uzun okunması gerektiği halde kısa okunması bir zihaf örneğidir.
Med: Uzun hecenin ölçü gereği bir buçuk hece değerinde okunmasıdır. İki uzun hece arasında bir kısa hece bulunması gerektiğinde medde başvurulur. İmale ve zihafın aruz kusuru sayılmasına karşılık med, bir sanat olarak kabul edilir.
Örnek:
Payın sedası gelse de sen hiç gelmesen
Bu dizede bir hece değerindeki “hiç” sözcüğü uzun okunarak bir buçuk hece değeri kazanır.