Zaman: Anlatmaya bağlı edebî metinlerde anlatılan olayların başlaması ile bitmesi arasında geçen zamana vaka zamanı (yaşanma zamanı) denir. Vaka zamanı, olay örgüsünün niteliğine bağlı olarak 1 saat de 1 asır da olabilir. Olaylar, düz bir çizgide kronolojik bir biçimde (“önce”den “sonra”ya -“bugün”den “yarın”a) anlatabileceği gibi geri dönüş veya geleceğe sıçrama teknikleri kullanılarak da anlatılabilir. Yazar bu yöntemleri kullanırken olayların geçtiği zaman dilimini kesin çizgileriyle belirtebileceği gibi belirtmeye de bilir. Mesela bir yazar “10 Nisan 2012. Günlerden cumartesi.” gibi bir ifade ile zamanı kesin olarak belirtirken başka bir yazar aynı zamanı “Bir bahar günü.” ifadesiyle karşılayabilir. Yazar, vaka zamanı noktasında hangi tekniği kullanırsa kullansın sonuçta metinde zaman kavramını hissettirmek durumundadır. Çünkü her olay belli bir zaman dilimi içinde geçmek zorundadır.
Anlatmaya bağlı edebî metinler incelenirken zamanla ilgili ikinci bir kavram daha söz konusu olur: Anlatma zamanı. Anlatma zamanı, anlatıcının olay örgüsünü görme ve anlatma zamanıdır. Aşağıdaki metin parçalarında aynı olay örgüsü farklı anlatma zamanlarıyla metne aktarılmıştır.
I. Kaybettiği yüzüğü bulmak için evin altını üstüne getiriyor. Fakat yok. Hiçbir yerde yok. Nerede bu yüzük, nereye koydum bu yüzüğü diye kendi kendine konuşuyor. Yatak odasındaki şifonyerin çekmecelerine bakmak geliyor aklına. O tarafa yöneliyor.
II. Kaybettiği yüzüğü bulmak için evin altını üstüne getirdi. Fakat yoktu. Hiçbir yerde yoktu. Nerede bu yüzük, nereye koydum bu yüzüğü diye kendi kendine konuştu. Yatak odasındaki şifonyerin çekmecelerine bakmak geldi aklına. O tarafa yöneldi.
İlk parçada vaka zamanıyla anlatma zamanı örtüşmektedir. Yani bu parçada olayların yaşanmasıyla anlatılması eş zamanlıdır; olaylar, yaşandıktan sonra değil, yaşandığı anda anlatılmaktadır. İkinci parçada ise anlatma zamanı, vaka zamanından sonra gelmekte, olaylar yaşandıktan sonra anlatılmaktadır.