Dilimizde duygularımızı ve düşüncelerimizi cümlelerle anlatırız. Cümleler açık ve dilin kurallarına uygun olmazsa düşünceler gereği gibi ortaya konamaz. Anlatılmak istenen doğru anlatılamaz. İnsanlar arasındaki anlaşmanın sağlıklı olması dilin doğru kullanımıyla yani anlatım bozuklukları yapmamakla ilgilidir.
Anlatım bozukluğunu bulmak için cümleye şu sorular açısından bakmalıyız:
Cümlede:
- Yanlış anlamda kullanılan sözcük var mı?
- Anlamca çelişen sözcük var mı?
- Yanlış yerde kullanılan sözcük var mı?
Gereksiz sözcük var mı? - Gereksiz yardımcı fiil var mı? Kullanılan deyim yerinde mi?
Atasözleri doğru kullanılmış mı? - Anlam belirsizliği var mı?
- Tamlama yanlışlıkları yapılmış mı?
Ek-fiil eksikliği var mı? - Özne-yüklem uygunluğunda hata var mı?
- Özne Yüklem eksikliği var mı?
Yüklemler arasında uyum var mı? - Nesne yanlışlığı yapılmış mı?
- Dolaylı tümleç yanlışlıkları var mı?
Edat(ilgeç) tümleci yanlışlıkları var mı? - Zarf tümleci yanlışlıkları var mı?
- Gereksiz ekler kullanılmış mı?
Yapıları yanlış olan sözcükler var mı?
A – BAĞDAŞIKLIK İLKESİ ( ANLAMA DAYALI )
1 – Gereksiz Sözcük Kullanımı :
Atılması cümlenin anlamında eksiklik ya da daralmaya yol açmayan sözcük ya da sözler , cümlede gereksiz kullanılmıştır . Gereksiz sözcük kullanımı karşımıza iki biçimde çıkar.
a ) Eş Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması :
Bir cümlede aynı anlama gelen iki sözcük varsa bunlardan biri gereksizdir . Gereksiz sözcük cümleden atılmalıdır . Aynı anlamlı sözcüklerden biri genellikle Türkçeye yabancı dillerden girmiştir.
- Odasının her zaman tertipli ve düzenli olmasına özen gösterirdi.
- Çok geç geldiniz ; maalesef , ne yazık ki boş yerimiz kalmadı . (hiç olmazsa-bari)
- Çocuk o kadar obur ki hiç durmadan , sürekli bir şeyler yiyor .
- Ömer Bey ‘ i ilk kez böylesine üzüntülü ve kederli görüyorduk .
- Fakirlere ve yoksullara yardım etmek herkesin görevidir .
- Çocukları sağlıklı ve sıhhatli yetiştirmeliyiz .
- Sizinle aynı , ortak zevkleri paylaşıyoruz .
- Bu iki resim arasındaki nüans farklarını iyi görmelisiniz .
- Babasına her zaman saygı gösterir , hürmet ederdi .
- Bu çetin ve zor görevi iyi görmelisiniz .
NOT : Deyimin kullanıldığı cümlede deyim anlamının da ifade edilmesi gereksiz sözcük kullanımıdır .
- Önüne gelen her yazıyı kılı kırk yararcasına , ayrıntılı bir biçimde inceliyordu .
- Servet kimseye sezdirmeden işlerini yapar ; karda gezip izini belli etmez .
- O sabah bardaktan boşanırcasına , çok şiddetli bir yağmur vardı .
- Buralara ayda yılda bir , seyrek olarak gelirdi .
b ) Sözcüğün Anlamının Cümledeki Başka Sözcük ya da Eklerde Bulunması ;
Bir sözcüğün anlamı , aynı cümledeki başka sözcüklerde ya da bazı eklerde varsa , o sözcük gereksizdir .
- Aşık Veysel üç ay yaya yürüyerek Ankara ‘ ya gitmişti .
- Yağan yağmurda ıslandık .
- Çoğu zaman yüksek sesle bağırarak konuşurdu .
- Her gün okula geç gitmeyi huy edinmişti .
- Az önce kapıdan içeri giren adamı tanıyor musun ?
- Fırından iki tane ekmek al .
- Kar yağışı yüzünden dört saat süreyle yolda mahsur kaldık .
- Ateşli silahlar ilk kez tarihte ne zaman kullanılmaya başlandı ?
- Bu sabah sınıfa ilk önce Burcu geldi .
- Yaşlı ihtiyarlar gibi görünüyor .
- Caddedeki insanlar , uçaktan küçücük bir nokta kadar görünüyordu .
- Hilal , ilk gün annesiyle birlikte okula gidiyordu .
- Bu köye , uzun yıllardır hiçbir devlet görevlisi uğramamıştı .
- Zeynep şu anda okuldan çıkmak üzere ; hemen telefon edip onu çağırın .
- Bu kılavuzdaki yazılı kuralları , başvuru formunu doldurmadan okuyun .
- Oyuna en son giren futbolcu Robin Van Persie .
- Ben gidersem sazım sen kal dünyada . Gizli sırlarını aşikar etme .
- İşte bu yüzden dolayı (ötürü) sizleri burada topladık .
- Hesabı ödemek için üzerimde tek kuruşum yoktu .
- Her muhabir çiçeği burnunda taze haber bulmak zorundadır .
- Yeni açılan okullara öğretmen atandı .
- Beyaz kar taneleri havada uçuşuyordu .
- Deniz kıyısındaki yollar çok pahalıydı .
- Yüzü sanki ay gibi parlıyordu .
- Yaşadığı süre kadar yaşamak istiyordu .
2 – Yanlış Sözcük Kullanımı :
Sözcüğün yanlış kullanılması farklı biçimlerde karşımıza çıkar .
a ) Birbiriyle Karıştırılan Sözcükler :
Dilimizde söylenişleri ya da anlamları birbirine yakın olan sözcükler vardır . Bu sözcüklerden birinin ötekinin yerine kullanılması anlatım bozukluğudur .
Şu Sözcüklerin anlamını öğrenelim ve birbiri ile karıştırmayalım:
- Etken : Sebep , neden , faktör
- Etkin : Aktif , hareketli , etkili olan
- Yaşantı : Yaşam biçimi , alışkanlıklar
- Yaşam : Hayat
- Çekimser : Ne olumlu nede olumsuz davranmak. Girişken olmamak.
- Çekingen : içine kapanık olmak
- Yankılanma : Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi dönmesi
- Yansıma : görüntü veya ışığın geri
- Fotoğraf : makine ile çekilen
- Resim : ressamın çizdiği
- Çalmak : Habersizce almak
- Gasp etmek : Zorla almak
- Düzlemek : düz hale getirmek ,derlemek, sıralamak
- Düzenlemek : organize etmek , toplamak
- Olanak : yaratılan uygun şart , imkan
- Olasılık : ihtimal , olabilirlik
Uzaklık : uzak olma durumu , ıraklık - Uzunluk : bir şeyin uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı
- Özel : yalnız bir kişiye , bir şeye ait veya ilişkin olan
- Özgü ; özellikle birine veya bir şeye ait olan , has
- Özgün : yalnız kendine özgün nitelik tasıyan , orijinal taklit olmayan
- Sonuç : Netice
- Son : Bir eylemin ya da olgunun bitiş zamanı, ‘’ilkin ‘’ karşıtı
- Ayrım : Fark , ayırma izi
- Ayrıntı : detay
- Ayrıcalık : İmtiyaz , ayırıcı özel
- Kapsayan : Bir çok şeyi içine almak
- Kaplayan : yüzeyini örten dolduran
Yayın ( neşriyat ) : Gazete , kitap , radyo gibi araçlarla yayılan haberler , ürün - Yayım (neşir) : yayma işi , eylem
Tepki : Bir olaya bir güce karşı - Etki : tesir
- Azımsamak : az bulmak (nicelik)
- Küçümsemek : önemsiz bulmak
- Barındırmak : beslenmek , korunmak
- Bulundurmak : taşımak
- Öğrenim : tahsil görmek , bir iş için gerekli bilgi , beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma
- Öğretim : belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi
- Karşın : rağmen
- Karşılık : bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı , gerektirdiği başka davranış , mukabele
- Sömürge : sömürülen ülke
- Sömürü : sömürü işi
- Büyümek : boy için kullanılır
- Uzamak : saç sakal tırnak için kullanılır
- Batırmak : iğne tığ şiş batar
- Saplamak : bıçak saplanır
- Bezenmek : süslenmek
- Bulanmak : bir şeylerin bulaşması
- Ekmek : tohum ekilir
- Dikmek : fidan dikilir.
- Uyarmak : ikaz etmek
- Hatırlamak : akla getirmek
- Döşemek : yere sermektir. Halı, kaldırım taşı, ray döşemek …
- Çekmek : hava hattı çekilir
- Süre : kısa zaman dilimi
- Süreç : başlangıcı ve bitişi belli olmayan uzun zaman dilimi
- Ücret : iş gücünün emeğin karşılığı olan para
- Fiyat : alım veya satımda bir şeyin para karşılığı değeridir .
- Saygılı : saygı gösteren hürmetli
- Saygın : saygı gören sayılan, hatırlı, hürmetli olan
- Görünüm : bir şeyin dıştan bakılınca görülen biçimi manzara
- Görüntü : gerçekte var olmadığı halde varmış gibi görünen varlık
- Görünüş : gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı varlık
- Fotoğraf : makine ile çekilen
- Resim : ressamın çizdiği
- Çalmak : Habersizce almak Gasp etmek : Zorla almak
- Düzlemek : düz hale getirmek ,derlemek, sıralamak
- Düzenlemek : organize etmek , toplamak
- Olanak : yaratılan uygun şart , imkan
- Olasılık : ihtimal , olabilirlik
- Uzaklık : uzak olma durumu , ıraklık
- Uzunluk : bir şeyin uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı
- Özel : yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan
- Özgü ; özellikle birine veya bir şeye ait olan , has
- Özgün : yalnız kendine özgün nitelik tasıyan , orijinal taklit olmayan
- Sonuç : Netice
- Son : Bir eylemin ya da olgunun bitiş zamanı, ‘’ilkin ‘’ karşıtı
- Ayrım : Fark , ayırma izi
- Ayrıntı : detay
- Ayrıcalık : İmtiyaz , ayırıcı özel
- Kapsayan : Bir çok şeyi içine almak
- Kaplayan : yüzeyini örten dolduran
- Yayın ( neşriyat ) : Gazete , kitap , radyo gibi araçlarla yayılan haberler , ürün
- Yayım (neşir) : yayma işi , eylem
- Tepki : Bir olaya bir güce karşı
- Etki : tesir
- Azımsamak : az bulmak (nicelik)
- Küçümsemek : önemsiz bulmak
- Barındırmak : beslenmek , korunmak
- Bulundurmak : taşımak
- Öğrenim : tahsil görmek , bir iş için gerekli bilgi , beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma
- Öğretim : belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi
- Karşın : rağmen Karşılık : bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı , gerektirdiği başka davranış , mukabele
- Sömürge : sömürülen ülke
- Sömürü : sömürü işi
- Büyümek : boy için kullanılır
- Uzamak : saç sakal tırnak için kullanılır
- Batırmak : iğne tığ şiş batar
- Saplamak : bıçak saplanır
- Bezenmek : süslenmek
- Bulanmak : bir şeylerin bulaşması
- Ekmek : tohum ekilir
- Dikmek : fidan dikilir.
Uyarmak : ikaz etmek - Hatırlamak : akla getirmek
Döşemek : yere sermektir. Halı, kaldırım taşı, ray döşemek … - Çekmek : hava hattı çekilir
- Süre : kısa zaman dilimi
- Süreç : başlangıcı ve bitişi belli olmayan uzun zaman dilimi
- Ücret : iş gücünün emeğin karşılığı olan para
- Fiyat : alım veya satımda bir şeyin para karşılığı değeridir .
- Saygılı : saygı gösteren hürmetli
- Saygın : saygı gören sayılan, hatırlı, hürmetli olan
- Görünüm : bir şeyin dıştan bakılınca görülen biçimi manzara
- Görüntü : gerçekte var olmadığı halde varmış gibi görünen varlık
- Görünüş : gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı varlık
Örnek cümleler:
- Kentin sokaklarını kapsayan bu pislik sağlımızı tehdit ediyor . (kaplayan)
- Bu kocaman binalar birbirine çok yaklaşık yapılmış . (yakın)
- Geçen yılki başarısızlığında düzenli çalışmaması etken oldu . (etkili)
- Bu iki takım arasında önemli bir ayrıcalık yok . (ayrım
- Her işi son ana bırakmak Türk insanına özel davranıştır . (özgü)
- Geçen yıl düzenli çalışmasına karşın sınavı kazandı . (karşılık)
- Kapıları yapacak olan usta vereceğimiz ücreti küçümsedi . (azımsadı)
- Yediğine , içtiğine dikkat etmezse sağlığı aksar. (bozulur)
- Ödev konusunda kendisine haksızlık edildiğini (ileri sürüyor , iddia ediyor)
- Şehrimize hava hatları döşendi . (çekildi)
- Bu şehir tüm ülke kömür miktarının yarısını barındırıyor . (bulunduruyor)
- Bıçağı bir hamlede karşısındakinin karnına batırdı . (sapladı)
- Bahçeye ektiğimiz çam fidanları tutmadı . (diktiğimiz)
- Çocuğun saçları bir hayli büyümüştü . (uzamıştı)
- Onu yaşantısının en verimli döneminde kaybettik . (yaşamının)
- İşini kaybetmiş , yaşamı gittikçe kötüleşmişti . (yaşantısı)
- Bütün bunları ayrıcalıklı olarak ele alalım . ( ayrıntılı)
- Kazada özellikle çocuklar ve kadınlar filikalara bindirildi . (öncelikli)
- Bugüne kadar onun yüksek sesle konuştuğunu hiç görmedim (duymadım)
- Teknolojinin artması insanlara günlük yaşamda kolaylıklar sağladı . (gelişmesi)
- Sitemiz Bakırköy ‘ e 10 km yakınlıktadır . (uzaklıktadır)
- Kendini geliştirmiş şirketin başına geçmeyi başarmıştı . (yetiştirmiş)
- İçinde bulunduğumuz helikopter ölüm tehlikesi atlattı . (düşme)
- Maddi durumu yetmediği için eğitimini yarıda bıraktı . (elvermediği , yetersiz)
b) Olumlu – Olumsuz durumlar :
Türkçede bazı sözcükler olumsuz bir anlam içerir ve sadece olumsuz durumlarda kullanılır .böyle sözcükleri olumlu durumlarda kullanmak yanlıştır . Aynı şey olumlu anlam taşıyan sözcükler için de geçerlidir .
Şu kelimeler sadece olumlu durumlar için kullanılır : katkı sağlamak, şans , elde etmek, borçlu olmak , sayesinde, ummak, savunmak vb
Şu Kelimeler sadece olumsuz durumlar için kullanılır : neden olmak, yol açmak, tepki , risk , yüzünden, göz yummak vb
- Arkadaşlarıyla iyi geçinmesi yüzünden sınıfta çok seviliyor . (geçindiği için)
- Böyle davranmakla sınıfta kalma şansınızı yükseltiyorsunuz . (riskinizi)
- Bu tarz uygulamalar ülkenin birçok yönden dışa bağlılığını sağlar . (neden olur)
- Ameliyata alınan hastanın kurtulma riski oldukça yüksek . (şansı)
- Bazı öğrenciler sayesinde öğretmen bütün sınıfı cezalandırdı . (yüzünden)
- Takımımız turnuvanın son günüde bir mağlubiyet elde etti . (yenilgi olumlu bir şey değil)
- Sahneye çıktığında gördüğü tepkiler onu mutlu etti . (tezahüratlar)
- Eve geç kaldık neyse ki babam bize umduğumuz gibi davranmadı . (sandığımız)
- Böylece bana yardım yapılmamasını sağladı . (neden oldu)
- Laf taşıyarak , aralarının bozulmasına oda katkıda bulunmuştu . (neden olmuştu)
- Ülkemizde başarıyla gerçekleştirilen bu tür ameliyatlarda ölüm şansı , Amerika’da yapılandan ancak yüzde bir fazladır . (riski , oranı)
3 – Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması :
Anlamca birbiriyle çelişen sözlerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar . Cümlede kesinlik bildiren sözcüklerle olasılık bildiren sözlerin birbiriyle aynı cümlede yer alması çelişkiye neden olur .
- Kesinlikle böyle bir olaydan sonra bize kızabilir .
- Hiç şüphesiz bu listedeki kitapları okumuş olmalıdır .
- Eminim hasta olmasaydı , galiba sizinle gelirdi .
- Mutlaka dün beni arayan Başak olacak .
- Aşağı yukarı okullar açılmadan tam 20 gün önce geldik buraya .
- Kuşkusuz sizin burada anlattıklarınızı duymuş olmalı .
- İstanbul’un nüfusu Antalya’nın tam on katı kadardır .
- Öğretmenimiz konuyu ayrıntılı bir biçimde özetledi .
- Ondan ayrılalı tam üç dört gün oldu .
- Soğukkanlı bakışlarıyla kavgayı heyecanla izliyordu .
4 – Sıralama ve Mantık Yanlışları ( Hataları ) :
Birtakım bağlaçlar kullanılarak yapılan sıralamalarda önemli ile önemsizin yeri değiştirilirse sıralama yanlışlığı dolayısıyla mantık hatası ortaya çıkmış olur .
- Bırakın telefon etmeyi ziyaretine bile gelmiyor .
- Bazı öğrenciler şiir okumak bir yana şiir bile yazmıyor
- Değil yumurta pişirmek mantı açmayı bile bilmez
- Yürümek şöyle dursun spor bile yapmıyor .
- Bu havada böyle giyinirse hastalanır , hatta üşütür .
- Yarınlara gelecekteki güzel günlerimize özlem duyuyorum (geleceğe özlem duyulmaz9
- Bir sonraki konunun ayrıntılarını hatırlıyorum . (önce yapılmamış öğrenilmemiş bir bilgi hatırlanmaz)
- Beyin iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir (sıralama yanlışı)
- Arkasındaki yarışçıyı son bir hamlede geçti ( arkasındaki yarışçıyı geçemez o geçilmiştir)
- Her Pazar Mersin’deki teyzesine gidiyor ; orada bir hafta kalıp tekrar dönüyor. (her hafta gitmek bir hafta kalmak ve bunu her hafta yapmak mümkün değildir)
- Yüksek sesle müzik dinlemek işitme kaybına neden olur .
5 – Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması :
Bir sözcüğün ya da sözün anlamına uygun olmayan bir yerde kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar .
- Biz yeni sınıfa girmiştik ki öğretmen de geldi .
- Adam ilk aklına gelen şehrin adını söyledi .
- Kravatsız toplantı salonuna girilmeyecekmiş .
- Her otobüse binen yolcu , şoförle tartışıyordu .
- Orkun Bey izinsiz sınıfa girenlere çok bağırıyordu.
- İki haftadan beri çok başım ağrıyor.
- Dün yeni doğan kardeşimin kızı için hediye aldım .
- Yazar beşe karşı dört oyla ödülü kazandı .
- Cumhurbaşkanımız bir hafta içinde petrol üreten iki ülkeye ziyarete gidecekti .
- Her türlü aradığımız malı bulacağız
- Odunlar çok suda kalmaktan şişmişti
- Ağrısız kulak delinir .
- Her Allah’ın günü beni arıyor .
- Alkollü araç kullanılmaz .
- İki eli silahlı adam arabadan aceleyle inerek mağazaya girdi .
- İzinsiz inşaata girmek yasaktır .
6- Karşılaştırma Yanlışları ve Anlam Belirsizliği :
Karşılaştırma yanlışları cümledeki anlam belirsizliğinden iki şeyden hangisinin ön plana çıkarıldığının anlaşılmamasından kaynaklanır .
- Karikatürü senden çok seviyordu .
- Arkadaşlarıma göre ben daha akıllıymışım.
- Serhat Kerem’den çok para aldı .
- Ben onu senden çok seviyorum
- Balık tutmayı babamdan çok seviyorum
- Aliye’yi senden çok düşünüyorum .
- Bana neler olduğunu anlatır mısın .
NOT : Bazı cümlelerde tamlayanın söylenmemesi anlam karışıklığına yol açabilir .
- Anlattıklarına kimse inanmadı
- (onun – senin) Kardeşini yanına çağırdı
- Bakanlığa tercüman olarak girdiğini duydum .
- Makalelerini okudum
7- Deyimin Yanlış Kullanılması :
Deyimin anlamına uymayan bir cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur .
- Çok yaramaz , yerinde durmaz biriydi ; minder çürütürdü . (minder çürütmek : işsiz güçsüz olup sürekli oturmak)
- Her konuda ona danışabilir , düşüncelerini açabilirsin , hiçbir zaman sözünü esirgemez . (söz sızdırmaz)
- Filistin halkına dünya elini açmalıdır . (uzatmalıdır)
- Çok saygılı biriydi , konukların yanında istifini bozmadan oturuyordu . (umursamamak)
- Sorun çıkarmak istemiyordu , işi yokuşa sürüyordu . (işi zora sokmak)
NOT: Deyimi oluşturan sözcüklerden bir veya bir kaçını değiştirmek de anlatım bozukluğuna sebep olur.
- Babasını baştan tırnağa muayeneye razı etti . (ayağa)
- Elbette yardım edeceğiz , bizim de çorbada unumuz olsun isteriz . (tuzumuz)
- Adam o kadar zengin ki denizde çakıl onda para . (kum)
- Ne şanslı adam denize girse dirseği ıslanmaz (topuğu)
- Sınıfta her ağızdan bir ses çıkıyor . (kafadan)
- Bunları söyleye söyleye ağzımızda tüy bitti (dilimizde)
8- Genelleme Yanlışlığı :
Bir cümlenin bilgi bakımından yüzde yüz doğru olması gerekir . Verdiğimiz bilginin doğruluğundan emin değilsek düşünce ‘genellikle’’ gibi sözcüklerle yumuşatılmalıdır .
- Herkes hayatını okuyarak kazanır .
- Musiki herkes tarafından sevilir
- Yirmi birinci yüzyılda her şeye hakim olan spor değil midir ?
NOT : Kökü fiilken ad görevinde kullanılacak bir sözcüğe , ad-eylem eki yerine sıfat-fiil eki getirilirse anlatım bozulur .
- Benim buraya geldiğimi istemez (gelmemi)
- Yoksul olduğumuzun cezasını çekiyoruz (olmamızın)
NOT: Değin sözcüğü ‘dek’ anlamında kullanıldığında yani bir işin bir durumun sona erdiği zamanı ya da yeri gösterdiğinde doğrudur . ‘Miktarı ölçü anlamında kullanıldığında yanlıştır.
- Bunca masrafı karşılayacak değin parası yoktur . à yanlış kullanılmıştır .
- Sancı ayak parmaklarına değin uzanmıştı à doğru kullanım
- Sabaha değin gözlerine uyku girmemişti .à doğru kullanım
B – BAĞLAŞIKLIK İLKESİ (DİL BİLGİSİNE DAYALI)
-
Bağlaç Yanlışları :
Kimi zaman gereksiz kimi zaman da yanlış bağlaç kullanımı anlatım bozukluğuna yol açar.
- Kendisinden istenen her şeyi yapar , ancak hiçbir şeye karşı çıkmaz . 8gereksiz bağlaç)
- Bu raporun daha da önemli yanı ise bütün öğrencileri ilgilendirmesidir. (gereksiz bağlaç)
- Mehmet usta çok iyi çalışıyor ; ne yazık ki bugün bu işleri bitiremez (ama / fakat olmalıydı)
- Yarın hepiniz Türkçe yada Matematik kitaplarınızı getirmelisiniz . (ve)
- Akşama kadar hiç durmaksızın çalıştık ; bununla birlikte işleri yetiştiremedik . (ne yazık ki )
- Yanlış bir şey yapsam da kızmaz ama inanılmayacak kadar anlayışlıdır . (yanlış ve gereksiz)
2 – Eklerle ilgili yanlışlıklar :
Eklerle ilgili yanlışlıklar hal eklerinin , tamlayan ekinin iyelik ekinin yanlış yada eksik kullanılmasından kaynaklanır .
Tamlayan ekinin eksikliği de anlatım bozukluğuna neden olur .
- Bir öğrenci her şeyden önce okula devam etmesi gerekir (nin)
- Duygularını yitirmeyen hangi insan böyle bir haksızlığa itirazı olmaz (nın)
Tamlayan ekinin gereksiz kullanımı da anlatım bozukluğuna neden olur .
- Bu yıl Cem ‘ in birkaç dersi dışında oldukça başarılı .
- Halkın sağlığını tehdit eden böyle sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır .
- Dünyada tamamı mermerden yapılmış olan ilk anıtsal tapınak Ege’nin Efes kentinde olduğu bilinoyr . (tapınağın) (ÖSS 1995)
Yanlış hal ekinin kullanımı anlatım bozukluğuna neden olur .
- Okul arkadaşını bize tanıştırmayacak mısın? ( bizimle)
- Hasta olduğunu söylemeye utanıyor . (söylemekten)
- Bulunduğumuz yerde deniz çok güzel görünüyor (yerden)
- Sabahtan akşama kadar küçük pencerede sokakta oynayan çocukları seyrediyordu (pencereden)
- Haberleri bu kanalda izleyelim (kanaldan)
İyelik ekinin yanlış ve gereksiz kullanımı da anlatım bozukluğuna yol açar .
- Ortak isteğimiz huzurlu ve rahat çalışabileceğimiz bir işe girmemizdi (girmekti)
- Yunanistan’daki Olimpiyatlara , yirmisi idareci yetmiş sporcumuz katılacak (yirmi)
- O gün hepimizin akşam olduğunda ortak isteğimiz bir an önce uyumaktı . (isteği)
- Tek amacımız yurdumuza dönmemiz ve ülkemize yararlı olmaktır (dönmek)
Aynı anlamı taşıyan bir sözcükle bir ekin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
- Bazı öğrencilerin sınavdaki başarısızlığının bir nedeni de okuma alışkanlığına sahip olmamalarından kaynaklanıyor . (olmamalarıdır) ( nedeni ….. den kaynaklanıyor sözü yanlıştır.)
- Sık sık hasta olmasının sebebi sağlığına yeterince dikkat etmemesindendir .
Sıfat yapım eki olan ki ‘ nin gereksiz kullanıldığı cümlelerde anlatım bozukluğuna yol açar .
- Bu sınavdaki çıkacak bütün sorular okulda gördüğünüz konulardan olacaktır .
İsim – fiil durumundaki bazı sözcüklere iyelik ekinin getirilmesi de anlatım bozukluğuna neden olur .
- Babam küçük kardeşime bisiklet sürmesini öğretti .(sürmeyi)
- Buradaki insanlar eğlenmeyi bırakın gülmesini bile unutmuşlar (gülmeyi)
Çoğul eki lar, ler sayılarla birlikte kullanıldığında yanlışlıklar olabiliyor .
- Bekçi 35 yaşlarında uzun boylu bir adamdı . (30-35 yaşlarında denir)
- 1976’lı yıllarda Ahmet Bey yurt dışında çalışıyormuş. (1970’li yıllar olur)
- Yüzmek çocukken en çok sevdiğim spordu . (yüzme sporu)
3 – Tamlama Yanlışları :
Tamlama yanlışları tamlayan ile tamlanan arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanır . bu durum daha çok farklı iki tamlayanın ortak tamlanana bağlanması durumunda ortaya çıkar .
- Akşamki fırtına Trakya ve Ege Denizi’nde etkili oldu . (Ege Denizi’nde ve Trakya’da)
- Yemekte sadece köfte ve mevsim salatası vardı . (mevsim salatası ve köfte)
- Konuklara pasta ve portakal suyu ikram edildi . (portakal suyu ve pasta)
- Konaktaki odalar , şömine ve kömür sobası ile ısıtılıyormuş . (kömür sobası ve şömine)
NOT: Tamlama yanlışları daha çok bir sıfattan sonra belirtisiz isim tamlaması yer alması durumunda görülmektedir
- Özel ve devlet üniversiteleri kar yağışı yüzünden iki gün tatil edildi (özel üniversiteler)
- Tarihi ve macera filmlerini çok severdi . (tarihi filmleri)
- Belgisiz ve sayı sıfatlarını öğrenmişlerdi .(belgisiz sıfatlar)
- Bu cihazları alana teknik ve bilgi desteği sağlanıyor . (teknik destek)
- Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirdi . (kültürel etkinlikleri)
- Güvenlik ve askeri makamlarca görevlendirilen personel başarılı oldu. (güvenlik makamları)
NOT: Belgisiz sıfatlarla oluşturulan sıfat tamlamalarında ismin başındaki sıfat; sayı, ölçü ya da çokluk bildiriyorsa isim çoğul eki almaz .
- Pek çok insan bekliyordu .
- Birçok kitaba baktım .
- Çok az zamanım var .
- Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden
- Nice değerli yazarlarımızı vardı .
- Onun için zevkine ve keyfine düşkün ne kadar memurlar varsa hep burayı ister buraya yerleşirdi .
4 – Yardımcı Fiil Yanlışları :
Aynı yardımcı eylemle kullanılması mümkün olmayan isim görevindeki sözcüklerin ortak yardımcı fiile bağlanması anlatım bozukluğuna yol sebep olur .
- Böyle bir suçlamanın yersiz ve doğru olmadığı belirtildi . (yersiz olduğu)
- Seyircilerin tribünlerin birçok yerini tahrip ve yıktıkları belirtildi (tahrip ettikleri)
- Öğrencilerin ihtiyaçları en kısa sürede tespit ve giderilmeye çalışılmalıdır . (tespit edilip)
- Hangisinin başarılı hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz (hangisinin başarılı olduğu)
- Hükümet , yasal ve yasal olmayan yollarla muhalefete sataşıyormuş . (yasal olan)
Not : Bazı cümlelerde gereksiz yardımcı eylem de kullanılır.
Yardımcı eylemle birleşen ad soylu kelimeden, aynı anlama gelen bir eylem türetilebiliyorsa yardımcı eylem gereksiz kullanılmıştır.
- Başvuru yapmak — başvurmak
- Kayıt yaptırmak— kaydetmek
- Umut etmek — ummak
- Yasak etmek — yasaklamak
- Hasta olmak — hastalanmak
- Tekrar etmek — tekrarlamak
- Etki etmek — etkilemek
- Kuşku etmek — kuşkulanmak
- İstekte bulunmak — istemek
- Giriş yapmak — girmek
- Örnek cümleler verelim:
- Bugüne kadar valiliğe başvuruda bulunmuş olmanız gerekirdi . (başvurmanız)
- Bu soruyu çözünce konuyu anlamış olacaksınız (anlayacaksınız)
- Önce ondan kuşku ettiğimi sakladım (kuşkulandığımı)
- Seninle dövüş etmek istiyorum (dövüşmek)
- Senin nasıl hasta olduğunu merak etmiş (hastalandığını)
- ÖSS’yi kazanmış olanların isimleri açıklandı (kazananların)
- Çalışmanızın güzel sonuçlanacağını umut ediyorum (umuyorum)
- Yiyeceklerini birkaç dakikaya hazır ederiz (hazırlarız)
- Doktorun hastayı iyi ettiğini duydum (iyileştirdiğini)
- Her sabah 3 km koşu yapar (koşar)
- Yoksul olan insanlar daha çekingen oluyor (gereksiz kullanım)
- Ürünlerimiz ilk defa olarak o yıl dünya pazarına çıktı (gereksiz kullanım)
5 – Çatı Uyuşmazlığı :
Birleşik cümlelerde temel cümlenin yüklemi ile yan cümleciğin yüklemi arasında etkenlik – edilgenlik açısından uyum olmalıdır .
- Biraz dikkatli bakınca bu tabloların sahte olduğu anlaşılır (bakılınca)
- Şiirlerinde kullandığı sözcüklere biraz dikkat edersek şairin dile verdiği önem hemen fark edilir . (ederiz)
- Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa bile beklenen rahatlığa kavuşulamamıştır. (taşınılmışsa bile)
6 – Sözcüğün Yanlış Yapılandırılması :
Dil bilgisi kurallarına aykırı olarak yapılandırılmış sözcüklerin yer aldığı cümleler , anlatım bakımından bozuktur .
- Buzdolabı yemekleri kokturmamak için en lüzumlu ev eşyasıdır . (kokutmamak)
- Kardeşi kasabada manavcılık yapıyormuş (manavlık) à çilingirci berberci bakkalcı kasapçı
- Çehov günlük yaşamda rastlanabilinecek her türlü olayı işlemiştir . (rastlanabilecek)
- Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörülülüktür . (hoşgörülük)
- Türkçe yi yeterince öğrenememiş ya da öğrendiğini geliştirebilmemiş yurttaşları …. (geliştirememiş)
7 – Ek Eylem Eksikliği:
Sıralı ya da bağlı cümle durumundaki isim cümlelerinde birinci yüklemde ek fiilin olmaması karışıklığa ve anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.
- Davranışlarında kararlı ama inatçı değildi. (kararlıydı )
- Dağa tırmandıktan sonra Ayhan yorgun, Sibel yorgun değildi.( yorgundu)
- Çocuk söylenenlerin aksine oldukça zeki, hem de tembel değilmiş. (zekiymiş)
8 – CÜMLEDE ÖGE EKSİKLİĞİ
a ) Özne Eksikliği ( Özne yüklem uyumsuzluğu) :
- Kitabımı yalnız Ayhan’a veririm çünkü (o) kitabın değerini bilir .
- Bu tür dergilerin sayısı azalıyor (bu tür dergiler) okunmaz oluyor .
- Dilencinin pantolonu çamura batmış ama (dilenci) buna aldırmamıştı .
- Savaş aleyhtarı romanlara bayılıyorum çünkü (onlar) bana insan olmayı öğretiyorlar
- Gazetecilerin hiçbiri bu konuda konuşmak istemiyor (hepsi) sessizce oturuyordu .
b ) Nesne Eksikliği :
- Ona ilgi gösteriyor ve (onu) koruyordu
- Konuşmacının düşüncelerine katılıyor ve (onu) destekliyorum .
- Gazetelere inanmıyor (gazeteleri) yalancılıkla suçluyordu.
- Konunun az bilinen bir yönüne ışık tutuyor (konuyu) aydınlatıyordu
- Öğrencilerimden üzülerek ayrılmıştım çünkü onları seviyordum
C ) Yüklem Eksikliği (özne – yüklem uyuşmazlığı)
- Ben keman (çalarım) o ise ud çalar .
- İçkiyi az (içerim) sigarayı da hiç içmem
- Televizyon seyretmeyi çok (seviyor) kitap okumayı hiç sevmiyordu
- Bunlar insanı ya çukura (düşürür) yahut göğe yükseltir .
- Önce üst kattaki komşulara çıktık sonra aşağı kattakilere (indik)
NOT : Yardımcı eylem ve fiilimsi eksikliği de yüklem eksikliği olarak kabul edilir .
- Hangisinin başarılı (olduğunu) hangisinin başarılı olmadığını göreceğiz
- Amacı arkadaşlarını ikinci (plana itmek) kendisini birinci plana çıkarmaktı .
- Ona buraya gelmeden önce mi (geldikten) sonra mı telefon ettin ?
- Çok az (çalışarak) veya hiç çalışmadan sınavlara girdiler .
- Görevlilerin beyaz kravat (takması) ve koyu renk ceket giymesi gerekiyor .
- Durmadan gazoz (içilen) ve çekirdek yenilen pis bir yerdi .
d ) Tümleç eksikliği ( zarf tümleci, dolaylı tümleç, edat tümleci) :
- Başkalarının sorunlarını dinler , (bunlara) çözümler bulmaya çalışırdı (DT)
- İnsanları çok sever (onlara) sık sık yardım ederdi (DT)
- Her yıl buraya gelir (burada) birkaç ay kalırdı . (DT)
- Seni seviyorum fakat (seninle) çalışamam (ET)
- Öğrencileri çok sever ancak (onlarla) geçinemezdi (ET)
- Duru bir sözün içine ne bir kelime eklenebilir ne de (içinden) çıkarılabilir (DT)
- Çocuk sürekli ağlıyor (hiç) susmuyordu (ZT)
- Her zaman benden istenileni yapmaya çalıştım ( hiçbir zaman) görevden kaçmadım (ZT)
9 – ÖZNE – YÜKLEM UYUMSUZLUĞU İLE İLGİLİ YANLIŞLIKLAR :
Özne ile yüklem arasında üç ayrı yönden uyum söz konusudur :
a ) Tekillik Çoğulluk Uyumu : Türkçede genellikle öznenin tekil olması durumunda yüklem de tekil özne çoğul olduğunda ise yüklem de çoğul olmaktadır .
- Bu çocuk her sabah buraya gelir
- Kadın çantasını ve şemsiyesini aldı
- Öğretmenler müdür beyi dinlediler
- Arda ve Dide dün ders çalıştılar .
Özne ; organlar , cansız varlıklar , soyut kavramlar eylem adları , bitkiler , hayvanlar , zaman adları olduğunda yüklem her zaman tekil olur .
- Saçlarınız ağarmış (ağarmışlar olmaz)
- Dakikalar , saniyeler geçmek bilmiyordu . (bilmiyorlardı olmaz)
- Kuşlar uçar , balıklar yüzer . ( uçarlar olmaz , yüzerler olmaz
- Ağaçlar yanmaya başladı (başladılar olmaz)
- Gözlerim artık eskisi gibi görmüyor (görmüyorlar olmaz)
NOT : Kişileştirilen insan dışındaki varlık yada kavramlar çoğul özne olduğunda yüklem tekil de olur çoğul da olur .
- Bulutlar tebessüm etti .
- Bulutlar tebessüm ettiler .
- Serçeler çınarın üstünde oynuyorlardı .
- Serçeler çınarın üstünde oynuyordu .
NOT : herkes , hepsi , çoğu , bazıları , hiçbiri , kimse , birkaç gibi nicelik bildirilen belgisiz zamirlerin özne olduğu cümlelerde yüklem tekil olur .
- Bir çoğu dersi dinlemiyorlardı (Y)
- Hiçbiri başarı gösteremediler . (Y)
- Pek çok kimse size bu olayı anlatırlar . (Y)
NOT: sayı sıfatları ve topluluk adları özne olduğunda yüklem tekil olur .
- İki işçi akşama kadar çalıştılar . (Y)
- Sınıfta 20 öğrenci vardılar . (Y)
- Üç kişi kapının önünde seni bekliyorlar . (Y)
NOT : Bazı cümlelerde tekil olduğu halde saygı , nezaket , alay , sitem bildirmek amacıyla yüklem çoğul olabilir .
- Bakan Bey birazdan gelirler .
- Hanımefendi sonunda uyanabildiler .
b ) Kişi bakımından uygunluk : özne kaçıncı kişiyse yüklem de aynı kişiye göre çekimlenir .
- Ben bu soruyu çözebilirim . (özne , yüklem 1. tekil)
- Siz gidecek misiniz?
- Biz biliriz . ( özne ve yüklem 1. çoğul kişi)
- Birden çok kişinin özne olması durumunda yandaki tabloda gösterilen uygunluk aranır .
Ben ve Sen Okuduk
1. ve 2. kişi 1. Çoğul
c ) Olumlu – Olumsuzluk uyumu : Özne ile yüklem arasında olumsuzluk – olumluluk yönüyle de bir uyum olmak zorundadır . Öznede herkes , hepsi , tümü gibi sözcüklerin olduğu cümlelerde yüklem olumsuz olursa cümlenin anlamında karışıklık ortaya çıkar .
- Bu konuyu herkes anlamadı . (Y)
Özne Yüklem
- Herkes > Okumuş
- Hepsi > Okumuş
- Tümü > Okumuş
- Çoğu > Okumuş
Özne Yüklem
- Kimse > Okumadı
- Hiçbiri > Okumadı
- Hiç kimse > Okumadı
- *Kimse / hiçbiri hastanenin önünden ayrılmıyordu . (D)
Olumsuz olumsuz
Örn : Masanın üzerindeki çatal ve bıçağı peçeteye sararak dikkatlice cebine koydu . (peçeteyi çatal ve bıçağa sararak)
Örn : Zararın neresinden dönersen kardır . ( kar olan ne ? ‘kalanı’ )
KARIŞIK ÖRNEKLER
- 1- Çocuk sahibi olamayan anneler kreşlerde görev almak istiyor .
- 2- İstanbul ‘ a gelip kültür dünyasına zenginlik katan birçok dostum oldu .
- 3- Kitap okumayı çok sever hiç mi hiç düşürmezdi elinden .
- 4- İşçiler bu uyarıyı çok ciddi bir şekilde ele alıp düşüneceği kanısındaydı .
- 5- Beyşehir Gölü bu yıl kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya .
- 6- Neyzen Tevfik yıllarca ney çalarak geçimini sağladı .
- 7- Eskiden beri kahveyi hazırlarım , içerim ; hiç dokunmaz bana .
- 8- Toplanmayan armutlar ağaçtan tek tek düşüyorlar .
- 9- Hiçbir sanatçının etki etmediği bir sanat anlayışına sahipti .
- 10-Kimse beni dinlemiyor her fırsatta seninle ilgileniyor .
- 11-Yıllar yılı o bana dert ben ona mutluluk verdim .
- 12-Tevfik Fikret ‘ in büstü önümüzdeki hafta hizmete açılacak .
- 13-Benim mutsuz olmamın nedeni senin beni anlamadığındandır .
- 14-Hayatı yorumlamasını bilmeyen insanlar doğru kararlar alamazlar .
- 15-Ihlamur çok lezzetli ; ancak pek sıcak değildi .
- 16-Çöp tenekesinde yırtıp atılmış hiçbir belgeye rastlayamadık .
- 17-Tevfik Fikret ‘ in bu yıl geniş katılımlı etkinliklerle okurlara daha yakından tanıtılacakmış.
- 18-Yaramazlıklarından dolayı ona dışarı çıkmayı yasak etmişler .
- 19-Sunucu en çok istek alan şarkıyı yeniden dinletti bizlere .
- 20-Ütüleyip yatağın üzerine bırakılan gömlekler günlerce kaldırılmadı oradan .
- 21-O benim hayatımda bir gül , kaktüs değildir.
- 22-Siyah kravat ve mavi gömlek giyen görevliler dinleyicileri sahneden uzak tutmaya çalışıyorlar.
- 23-Bazı insanların nasıl sürekli mutlu olabildiklerini içimden düşünmeye başladım.
- 24-Bütün gün temizlik yapan kadının elleri deterjandan tahrip oldu.
- 25-Babamın kardeşimi benden çok , beni herkesten çok sevdiğini biliyorum .
- 26-Öyle beceriksiz ki her işi eline dizine bulaştırıyor .
- 27-Eşimle tam beş yıl kadar önce bir tren yolculuğunda tanışmıştım .
- 28-Memurlardan bazılarının çok ; ama düzenli çalışmadığını görüyoruz .
- 29-O gün hava çok soğuk ama karlı değildi .
- 30-Konuşmasını bilmeyen insanlar susmasına öğrenmek zorundadır .
- 31-Bizi üzen , aydınların toplum sorunlarına karşı bu kadar ilgisiz olduğudur .
- 32-El kaldırıp sessizce sözümü keserek salonu terk etti .
- 33-On sekiz yaşından aşağı küçüklerin girmelerinin yasaklandığı yerler var .
- 34-Küçük çocuk eve geldiğinden itibaren odasından dışarı adım atmadı .
- 35- Sonunda hatasını kabul etti ve süt içmiş kedi gibi bir kenarda oturdu
- 36- Kazağı denedikten sonra onu katlayıp aldığı yere özenle yerleştirdi.
- 37- Adını bir türlü bilemediğim eski arkadaşımı görmek beni çok mutlu etmişti .
- 38- Öğretmen dersine girmeyen öğrencileri uyarma gereği duydu
- 39- Gerçekleri gizlemek için olay hakkında bilgisi olanların ağzına bir kaşık bal sürmüşler.
- 40- Öğrencilik döneminde seyrek kütüphaneye giden insanlarla kitap okuma alışkanlığı sonraları da oluşmuyor.
- 41 Oyunun bitmesinden sonra tıklım tıklım koltukları dolduran seyirciler tiyatrocuları dakikalarca alkışladılar.
- 42- Öğretmen bir saat içinde bitirilmesi gereken ödevleri kontrol edeceğini söyledi.
Murat ALĞAN
- Dil Bilgisi ile İlgili Anlatım Bozuklukları
- Anlatım Bozuklukları Test
- Anlatım Bozuklukları Konu Kavrama Soruları
- Anlatım Bozuklukları Boşluk Doldurma Soruları
- Bağlaşıklık – Bağdaşıklık (Anlatım Bozuklukları)