ANLAMINA GÖRE CÜMLE
1. Olumlu Cümle: Yargının gerçekleştiğini ya da gerçekleşeceğini bildiren cümlelerdir.
a) Yapıca ve anlamca olumlu cümle: Olumsuzluk bildiren hiçbir ek ya da sözcük barındırmayan olumlu cümlelerdir:
- Bugün çizgili kazağımı giyeceğim.
- Yarın gece kar yağacakmış.
b) Yapıca olumsuz anlamca olumlu cümle: Olumsuzluk bildiren ek ya da sözcük barındıran olumlu cümlelere denir:
- Evde ekmek yok değil. (var)
- Seni beğenmez olur muyum? (beğenirim)
- Seni de aramasın demiyorum ki. (arasın)
İPUCU:
Cümlede belirtilen yargının olumsuz, kötü olması cümlenin anlamının olumlu olmasını engellemez:
- Komşunun evine hırsız girmiş. (olumlu cümle)
- Yaşlı at iki saat önce öldü. (olumlu cümle)
2. Olumsuz Cümle: Yargının gerçekleşmediğini belirten cümlelerdir.
a) Yapıca ve anlamca olumsuz cümle: İçinde olumsuzluk bildiren ek ya da sözcük bulunan ve yargının gerçekleşmediğini bildiren cümlelere denir.
a) Eyleme olumsuzluk eki (-ma, -me) getirilerek
- Yarın da güneş açmayacak.
b) Değil sözcüğü kullanılarak.
- O kedi bizim değil.
c) -sız / -sız ekini kullanarak.
- Bugün oldukça huzursuzum.
d) Yok sözcüğünü kullanarak
- Bu bakkalda da ekmek yok.
b) Yapıca olumlu anlamca olumsuz cümle: İçerisinde olumsuzluk bildiren ek ya da sözcük bulunmayan, yargının gerçekleşmediğini bildiren cümleye denir.
a) Sanki sözcüğünü soru cümlesinde kullanarak
- Bu da spor mu sanki?
b) Emir ve koşul kipinin kullanılmasıyla
- Şimdi ağla ağlayabilirsen.
c) mi soru edatının kullanılması ile
- Bu saatte de yatar mıyız?
ç) Emir kipi ile çekimlenmiş eylemlerin arasında de bağlacını kullanarak
- Bu olaylardan sonra gel de neşelen.
d) ne… ne bağlacını kullanarak
- Ne su aktı, ne elektrikler geldi.
3. Soru Cümlesi: Bir yargının gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek, bir durumla ilgili bilgi edinmek amacıyla kurulan cümlelerdir.
a) Gerçek soru cümlesi: Yanıt bekleyen soru cümlesine denir.
- Bu pastaya kaç yumurta koydun?
- Nasıl bir kitap istiyorsunuz?
b) Sözde soru cümlesi: Yanıt istemeyen, bir duygu ya da düşünceyi belirtmeye yarayan soru cümlesine denir.
- Hani beni dün arayacaktın? (sitem)
- Sen de mi sigara içiyorsun? (şaşırma)
- İnsan, annesine yalan söyler mi? (kınama)
- Gelirsem, kulağını çekmez miyim? (korkutma)
- Buna da araba mı denir? (küçümseme)
- Kalemini ben mi almışım? (yalanlama)
- Bir bardak su verebilir misin? (rica)
- Bu kadar odun bir saatte taşınır mı? (olanaksızlık)
- Hatırla, o gün böreği ben yapmadım mı? (düşünceyi onaylatma)
- Şimdi ağlamanın sırası mı? (kızma)
4. Ünlem Cümlesi: Korku, acıma, üzüntü, sevinç, şaşma gibi duyguları ya da seslenmeleri bildiren cümlelerdir:
- Eyvah, hırsız! (korku)
- Oh, ne güzel hava! (mutluluk)
- Hey gidi İstanbul hey! (özlem)
- Aaa, şu karpuzun büyüklüğüne bak! (şaşma)
- Öf, bu ne çene! (bıkkınlık)
- Yeter, bu kadar çile! (öfke, sitem)
- Tez zamanda dilin tutulur inşallah! (beddua)
- Ah, ah kendi kendime ettim! (pişmanlık)
- Ey Türk gençliği! (seslenme)
- Tanrım, ne olur bana yardım et! (yalvarma)
- Vah, vah zavallı çocuk! (acıma)
- Seni gidi yaramaz seni! (ayıplama, kızma)
- Boş ver, yarın her şey unutulur! (önemsemezlik)
- Bu ne biçim koku, pöf! (tiksinme)
- Ne kadar nefis bir yemekti! (beğenme)
- Ha gayret çocuklar! (yüreklendirme)