Mai ve Siyah Özeti kime ait kısaca konusu önemi Mai ve Siyah sonu nasıl bitiyor alıntı yorum edebiyatımızdaki önemi ilk ne hangi dönem ne anlatıyor
Mai ve Siyah Konusu:
“Mai ve Siyah” Servetifünun kuşağının dünya görüşünü, toplum ve yaşam karşısındaki tutumunu yansıtan bir romandır. ” Halit Ziya‘nın bu romanında romantik bir gencin çevresinde hayalle gerçeğin çatışması anlatılmıştır. Büyük bir düş kırıklığı yaşayan roman kahramanı Ahmet Cemil, Edebiyat-ı Cedide sanatçılarının bir prototipi (ilkörnek) sayılır.
Mai ve Siyah Özeti:
Ahmet Cemil, Mülkiye Mektebi’nin son sınıfına geçtiği yıl babasını kaybeder. Annesinin ve kız kardeşi ikbal’in geçimini sağlamak artık onun sorumluluğundadır Fransızcadan çeviriler yapar ve “Mirat-ı Şuûn” adlı bir gazetede iş bulur. Akşamları zengin bir ailenin çocuğuna ders vermeye başlar. Bir yandan da büyük ümitler bağladığı eserini bitirmeye çalışır. En büyük hayali ünlü bir yazar olmaktır. Bu arada, çalıştığı gazetenin sahibinin oğlu Vehbi’yle kız kardeşi İkbal evlenir.
Ahmet Cemil bir gün en yakın arkadaşı Hüseyin Nazmi‘nin uzun süredir görmediği kız kardeşi Lamia ile karşılaşır ve ona âşık olur. Ancak Lamia’ya olan duygularını açıklamak ve onunla evlenmek için eserini tamamlayıp ünlü bir yazar olacağı zamanı bekler. Bu sıralarda, çalıştığı gazetenin sahibi felç olmuş, aynı zamanda Ahmet Cemil’in eniştesi olan Vehbi, gazetede yönetimi ele almış, bir süre sonra da Ahmet Cemil başyazar olmuştur.
Bir gün Ahmet Cemil eserini nihayet bitirir. Arkadaşı Hüseyin Nazmi’nin evinde yapılan ve devrin önemli yazarlarının da bulunduğu bir partide eseri okunur ve beğenilir. Ama özellikle Lamia’nın gizlice, eserin sonuna bir tebrik notu yazması Ahmet Cemil’i çok mutlu eder.
Ne yazık ki bu mutluluk fazla sürmez. Bir gazetede, onu her zaman kıskanan arkadaşı Râci tarafından yazılmış, kendisini ve eserini acımasızca eleştiren bir yazı çıkar. Bunun gazetesinin tirajını düşüreceğinden kaygılanan eniştesi, başyazarlığı Ahmet Cemil’den alır. Bir akşam evde bu konuda çıkan bir tartışmada eniştesi, hamile karısı ikbal’in karnına tekme atar. ikbal bebeğini düşürür ve ölür.
Bir süre sonra Hüseyin Nazmi‘den, Lamia’nın bir subayla evleneceğini ve Lamia’nın da bunu istediğini öğrenir.
Artık Ahmet Cemil tüm umutlarını, annesi hariç her şeyini yitirmiştir. Hayallerine tutsak olduğu için kendisini affetmez, edebiyattan nefret eder ve eserini yakar. Bütün bu acıları kendisine yaşatan İstanbul’da yaşayamayacağını anlar ve “siyah bir gecede” Osmanlının uzak bir vilayetine gitmek üzere annesiyle birlikte şehri terk eder.