SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR:
1. Tanzimat Dönemi’nde içerik bakımından yenilenen şiirimiz bu dönemde biçim bakımından da Batılı bir görünüm kazanmıştır.
2. Genel olarak, platonik aşk, aile mutluluğu, doğa sevgisi, yaşanılan hayatın kirliliği, karamsarlık, hayal kırıklıkları, merhamet, hüzün, toplumdan ve gerçeklerden kaçış vb. temalar işlenmekle birlikte şiirin konusu genişletilmiş; en basit günlük olay, gözlem ve duygular bile şiir malzemesi olarak kullanılmıştır.
3. Sanat için sanat anlayışının gereği olarak biçimsel yetkinliğe önem verilmiş, şiire estetik bir duyarlıkla yaklaşılmıştır.
4. Konular çoğu zaman, romantik bir atmosfer içinde ele alınmış; ancak, parnasizm ve sembolizm akımlarının etkisinde kalınmış; betimleme, müzikalite, ölçü, uyak gibi öğeler üzerinde titizlikle durulmuştur.
5. Özellikle Fransız şiirinin etkisiyle yeni bir imge (hayal) sistemi kurulmuş, duyu aktarmalarıyla sağlanan “saat-i semen-fâm” gibi alışılmadık bağdaştırmalara yer verilmiştir.
6. Eski şiirin beyit esası üzerine kurulan nazım sentaksı radikal biçimde değiştirilmiş; şiirde anlam bazen aynı dizede başlayıp bitmiş, bazen yedi-sekiz dizede tamamlanmıştır. Bunun sonucu olarak nazım, nesre yaklaştırılmıştır.
7. Kırılgan, marazi (hastalıklı) bir duyarlığın sonucu olarak aşırı heyecan ifade eden “ah, of, ey” gibi ünlemler “ki, ve, evet, hayır” gibi sözcükler sıklıkla kullanılmıştır.
8. Divan şiiri nazım biçimleri bırakılmış; serbest müstezat, sone, terzarima gibi biçimler kullanılmıştır.
Sone
- Servetifünun şairlerinin Fransız edebiyatından aldıkları bu nazım biçimi Rönesans döneminde italyan edebiyatında doğmuştur, iki dörtlük ve iki üçlük olmak üzere on dört dizeden oluşur. Uyak düzeni abba / abba / ccd / ede biçimindedir.
Terza Rima
- Servetifünuncuların Fransız edebiyatından aldıkları bu nazım biçimi de İtalyan kökenlidir. Üç dizeli bentlerden oluşur ve örüşük uyak düzeniyle yazılır: aba / bcb / cdc / ded / efe / f. Dante‘nin İlahi Komedyası bu nazım biçimiyle yazılmıştır.
Serbest Müstezat
- Servetifünun şairlerinin divan edebiyatındaki müstezatı bozup Batı şiirinde 19.yüzyılın sonlarında ortaya çıkan serbest şiire benzeterek geliştirdikleri nazım biçimidir. En belirgin özelliği uzun ve kısa dizelerden oluşması, bu dizelerin düzensiz bir şekilde sıralanmasıdır. Aynı şiirde aruzun farklı kalıpları kullanılabilir. Servetifünuncular dışında Ahmet Haşim‘in çok kullandığı bu nazım biçimini Mehmet Emin Yurdakul hece ölçüsüyle denemiştir.
9. Kafiyenin göz için olduğu anlayışından uzaklaşılarak kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.
10. Aruz ölçüsü ustalıkla kullanılmış, şiirin konusuna göre aruz kalıbı seçilmiş, ahengin anlama uygun olmasına özen gösterilmiştir.
Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklü ağır ve sanatlı bir dil kullanılmıştır.