Eserde birbirini küçük yaşta seven 2 gencin, Kays ve Leyla’nın trajik aşk hikâyesi anlatılır. Kays varlıklı bir kabile reisinin oğludur. Daha bebekken sadece bir kadının kucağında ağlamayı kesmesi, onun doğuştan bir aşk adamı olduğunun delili gibidir. Nitekim çocukken gittiği okulda Leyla ile tanışır ve iki çocuk birbirlerini çok severler. Bu temiz sevgi kısa zamanda büyük bir aşka dönüşür. Leyla’nın annesi, kızının dillere düşmesinden rahatsız olarak Leyla’yı mektepten alır, Kays’la bir daha görüştürmez. Leyla’yı göremeyen Kays, deliye döner ve aşkın verdiği kalp sızısıyla çöllere düşer. Halk içinde ondan Mecnun diye söz ederler. Mecnun’a anne baba tavsiyeleri işe yaramaz. Leyla’yı isteseler de Leyla’nın babası Kays’in mecnunluğunu mazeret göstererek kızını vermez. Dualar, adaklar neticesiz kalır. Babası Mecnun’u iyi bulur umuduyla Kabe’ye götürür ve orada oğlunun bu aşktan kurtulması için dua ederken Mecnun, Allah’a kalbindeki aşk acısının artırması için dua eder. Mecnun, insanlardan tümden uzaklaşarak çöllerde kuşlarla, ceylanlarla, çeşitli hayvanlarla arkadaş olur, derdini onlara döker.
Bu esnada Leyla ailesinin baskısıyla, zengin bir kişi olan ibni Selam ile sözlenir. Nevfel isimli ünlü bir kahraman, Mecnun’un şiirlerini işitince Mecnun’u muradına kavuşturmak amacıyla Leyla’nın ailesiyle görüşür, isteği geri çevrilince sinirlenir ve Leyla’nın aşireti ile savaşa girer. O zamana kadar hiç yenilmemesine karşın bu savaşı kazanamayışı onu hayrete düşürür. Sonradan fark eder ki Mecnun, bu savaşı Leyla’nın ailesinin kazanması için Allah’a yalvarmaktadır. Bunun üzerine Mecnun için değil, kendisi için savaşır ve galip gelir; fakat Leyla’nın ailesinin ricasını kıramaz ve araya girmekten vazgeçer, Leyla, İbni Selam’la evlense de bir peri hikâyesi yalanı söyleyerek eşini yanına yaklaştırmaz. Çok zaman geçmeden İbni Selam hastalanarak hayatını kaybeder. Bu olay üzerine Leyla, Mecnun’a koşar; fakat Mecnun ilahi aşka erdiğinden Leyla’yı tanımaz bile. Tanıdığı zaman da bu büyük aşkın maddileşmesini istemez. O artık Leyla’sını kendi içinde bulmuştur. Leyla Mecnun’daki bu ilahi aşkın büyüklüğünü anlayışla karşılar ve evine döner. Ancak yine de Mecnun’dan ayrı kalmaya dayanamayarak kahrından yemeden içmeden kesilir, günden güne zayıflar ve sonunda o da hakkın rahmetine kavuşur. Daha sonra Leyla’nın mezarı başında Mecnun da vafaat eder.