SÖZCÜKTE ANLAM KONUSU VE ETKİNLİĞİ
SÖZCÜKTE ANLAM
Gerçek anlam ( Temel Anlam ) :Bir sözcüğün aklımıza gelen ilk anlamına gerçek anlam denir.
Örneğin: ‘’Bıçağın ucu çok keskinmiş.’’ cümlesinde keskinlik özelliği akla gelen ilk anlamında yani gerçek anlamında
kullanılmıştır.
➢ Dışarıda oldukça soğuk bir hava vardı.
➢ Denizin bu tarafı çok derin buradan uzaklaşın.
➢ Yediğimiz biber çok acıydı.
Mecaz anlam: Bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen sıyrılarak yeni ve farklı bir anlam kazanmasına mecaz anlam denir.
Örneğin: ‘’Bugünlerde oldukça soğuk davranıyor.’’ cümlesinde ‘’soğuk ‘’sözcüğü karşıdaki insanı dikkate almıyormuşçasına davranmak, anlamında kullanılarak gerçek anlamı dışında yeni bir anlam kazanmıştır.
> O, her konuda çok ince düşünüyordu.
> Bakışlarındaki derin manayı fark ettin mi ?
> Bu konuyu bir daha açmayacağım.
UYARI: Deyimler ve atasözleri genellikle mecaz anlamlıdır.
Terim Anlam: Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı anlama terim anlam adı
verilir.
Örnekler:
Hakem son dakikada penaltı verdi.
Şiirde kafiye olmazsa olmaz özelliktir.
Bu tiyatro da perdelerini kapadı.
Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur.
Doktor dişlerime köprü yapacak.
Ağacın kökleri onu toprağa bağlar
Eş Anlamlı ( Anlamdaş ) sözcükler :
Yazılışları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı anlamdaş sözcükler
denir.
Örnek:
>İleti sözcüğünün eş anlamlısı mesajdır.
>Uzak sözcüğünün eş anlamlısı ıraktır.
>Dil sözcüğünün eş anlamlısı lisandır.
>Misafir sözcüğünün eş anlamlısı konuktur.
>Ev sözcüğünün eş anlamlısı konuttur.
Yakın Anlamlı Kelimeler: Yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir.
Örneğin:
>mutluluk-sevinç >istemek – dilemek
>usanmak-sıkılmak >eş – dost – ahbap
>Doğru- dürüst >beklemek – durmak
>küsmek – gücenmek – darılmak
>uğraşmak – didinmek
Zıt ( Karşıt ) Anlamlı sözcükler: Birbiriyle ters anlamda kullanılan sözcüklere karşıt anlamlı sözcükler denir.
UYARI: Sözcükler arasında zıt anlamlılık ilişkisi olabilmesi için her iki sözcüğün de ya gerçek anlamında ya da mecaz anlamlarında
kullanılması gerekir.
Örneğin: ‘’Dün akşam bize geldi.’’ ve ‘’Bu işin sonu nereye gider.’’ cümlelerinde yer alan gelmek ve gitmek sözcükleri arasında zıt anlam ilişkisi yoktur. Çünkü ilk cümlede gelmek sözcüğü gerçek anlamda ikinci cümledeki gitmek sözcüğü ise mecaz anlamda kullanılmıştır.
UYARI: Bir sözcüğün olumsuzunun o sözcüğün zıddı olmayacağı unutulmamalıdır.
Örneğin: Gelmek sözcüğünün olumsuzu gelmemektir ancak bu sözcüğün zıddı gitmektir.
Örnekler: Berrak – bulanık , acemi- usta, cimri- cömert , ham – olgun, üvey – öz, eğridüz…
Eş Sesli ( Sesteş ) Sözcükler: Yazılışları aynı anlamları farklı olan sözcüklere eş sesli sözcükler denir.
UYARI: Eş seslilik özelliği kelimelerin sadece gerçek anlamlarında aranır. Yan ve mecaz anlamlarında aranmaz.
Örnek: ‘’Yaşlı ağacın dalları kırılarak düştü.’’ ve ‘’Bu dalda daha başarılı olacaktır.‘’ cümlelerinde altı çizili sözcükler arasında eş seslilik özelliği yoktur. Çünkü ilk cümledeki dal sözcüğü gerçek ikinci cümledeki dal sözcüğü yan anlamlarıyla kullanılmıştır.
UYARI: Düzeltme işareti kullanılan sözcükler okunuş, yazılış ve anlam açısından farklılık göstermesinden dolayı eş sesli kabul
edilmezler.
Örnek: hala – hâlâ, aşık – âşık, adet – âdet, yar – yâr…
Örnek: >Neden kondun a bülbül kapımdaki asmaya Ben yarimden vazgeçmem götürseler asmaya
>Karşımda duran yüce dağlar.
Ayrılık yüreğimi dağlar.
>O içimde solmayan bir güldü.
Ne yaptım ne ettim hep başkasına güldü.
PDF DOSYASI HALİNDE TAMAMINI İNDİR
Kaynak: Asilhan Karaaslan