BİLİMSEL METİN:
Bilime, olgusal dünyayı betimleme ve açıklama etkinliği diye bakılabilir. Betimlemek gözlem sonuçlarını önermelerle dile getirmek; açıklamak ise yürürlükteki beklentilere ters düşen gözlem (veya deney) sonuçlarını kimi hipotezlere giderek beklenir kılmaktır. Bilim birtakım olgusal verilerin bir katalogu değildir; betimlemeyle yetinmez. Amaç olguları açıklamak, o yoldan doğayı anlamaktır. Bunun aracı “hipotez” veya “kuram” dediğimiz kavramsal ilke ya da dizgelerdir. Bu yazıda kuramın yapı ve işlevini belirtmeye çalışacağız. Ama önce, çoğu kez anlamları karıştırılan kuram ile hipotez kavramlarına açıklık getirelim. İki kavram arasında belirtilmesi gereken bir fark kapsamlarına ilişkindir: Kurama, kapsamı geniş bir hipotez; hipoteze, kapsamı dar bir kuram diyebiliriz. Hipotez genellikle bir tek önermede dile getirilir; açıkladığı olgu alanı sınırlıdır. Kuram ise kimi yasa, ilke veya açıklayıcı genellemeler içeren karmaşık bir dizgedir; açıkladığı olgu alanı geniş ve çeşitlidir. Bir başka fark doğrulanmış olma derecesine ilişkindir. Bir hipotez yeterince doğrulandığında, kapsamına göre, ya yasa ya da kuram niteliği kazanır. Aslında her kuram başlangıçta bir hipotezdir; kapsamlı bir hipotez bir kuram adayıdır, yeter ki açıklamaya yönelik olduğu olgu alanı tek tür olgularla sınırlı kalmasın!