Sol Ayağım Romanı Özeti konusu anlatılmak istenen nedir Sol Ayağım kaç yaş için uygundur? Sol Ayağım Romanı – Christy Brown özeti incelemesi tahlili performans ödevi proje Sol Ayağım Romanı Özeti konusu Sol Ayağım kitabı gerçek hayat hikayesi mi? ana fikri nedir Sol Ayağım kitabı romanı nasıl bir kitap
SOL AYAĞIM ROMANI ANA DÜŞÜNCESİ NEDİR?
Zorluklar bizi asla yıldırmamalıdır. Bizden daha kötü durumda olanları görmeli ve halimize şükrederek kendimizi daha iyi hale getirmek için çalışmaktan vazgeçmemeliyiz.
SOL AYAĞIM ROMANI KONUSU:
Eser, bir oto biyografi çalışmasıdır. Beyin felci geçiren İrlandalı yazar, ressam ve şair Christy Brown beyin felci geçirerek doğmuş, dünyaya geldiğinde Sadece sol ayak parmaklarını kımıldatabilen özürlü ve engelli bir çocuktur. Hayatı idame ettirebilmek için okumayı öğrenmek, bazı şeyleri kendi kendine yapabilmek için bazı zorlukları aşmak zorundadır. Eser beyin felçli olarak dünyaya gelen yazarın yaşadığı zorlukları ve iradesi ile üstesinden gelebildiği güçlükleri konu edinmektedir.
CHRİSTY BROWN’UN SOL AYAĞIM ROMANI ÖZETİ
Christy’nin doğumu çok zor olmuş annesinin anlattığı kadarıyla Christy ve annesi ölüyorlarmış. Ama tedavi edilerek ölüm çizgisinin diğer tarafına geçmemişler. Toplamda yirmi iki çocuğu olan ortanca gruplardan biridir Christy.Yirmi iki çocuğun, on yedisi yaşamış dördü bebekken ölmüş. Geride kalan on üç çocuk sağlık bir şekilde yaşamaya devam ediyormuş. Erkek kardeşleri Jim,Tony ve Paddy idi. İki kız kardeşi vardı bunların adı ise Lily ve Mona. Christy de sorun olduğunu gören annesiymiş. Çünkü ne zaman beslemeye kalksa kafası düşüyor, dişleri birbirine kenetleniyor çevresinde dağ gibi yastıklar olmadan oturamıyormuş. Annesi bu durumu fark edince hemen kocasıyla paylaşmış , hastaneye götürmek için yola koyulmuşlar. Hastanede o acı gerçeği öğrenince şok olmuşlar çünkü Christy beyin felci teşhisi konulmuştu. Doktorlar gerizekalı olacağını da söylese de annesi bu durumu hiçbir zaman kabul etmemişti.
Her zaman kendi kendine ve ailesine şu sözü söyledi benim çocuğum beyin felçli ama zekasında bir sorun yok olmayacak demişti ailesine ve kendine . Artık işe koyulmuştu Christy’nin gerizekalı olmadığını herkese gösterecekti. Diğer çocuklarını okula gönderdiğinde saatlerce Christy ile ilgilenip onunla konuşup , ona nesnelerin isimlerini, alfabeyi öğretmeye koyulmuştu , ilk başlarda çok zorlandı annesi tüm çabaları boş çıkacak diye korkuyordu ama ne olduysa bir akşam günü tebeşiri sol ayağıyla tutup A harfi yazmasıyla başladı . Artık sorun çözülmüştü o beyin gerizekalıdeğildi . Annesi çok sevinmişti ona diğer alfabeleri kolayca öğretti .Kardeşleri , babası o kadar çok mutlu oldular ki. Artık konuşamasa da insanlar ile anlaşabilecek , yazışabilecekti. Hayata annesinin sayesinde tutundu Christy. Annesi hiç bıkmadan , diğer çocuklarına gösterdiği ilgi ve sevgiyi Christy’e de gösteriyordu.
Artık Christy yazılar yazabiliyor ailesiyle homurdanarak da olsa konuşabiliyordu. Kardeşleriyle oyun oynuyordu ve en sevdiği , el arabasına binip kardeşleriyle birlikte gezmek ona mutluluk veriyordu. El arabasına verdiği isim Hendry idi. Onu çok seviyordu Christy çünkü onun sayesinde gezebiliyor kardeşleriyle oyun oynaya biliyordu. Bir gün arabası bozulmuştu Christy’nin hayata küsmüştü ozaman çünkü dışarı çıkamıyor , kardeşleriyle oyun oynayamıyordu . Babası duvar örme ustası olduğu için çok fazla para kazanamıyordu. Bu yüzden arabada alamıyordu ama annesi biriktirdiği paralar ile daha sonra güzel bir araba almıştı Christy’e .Hayatta olmak ya da olmamak böyle bir şey olsa gerek. Christy kendini geliştirmişti artık resim yapabiliyordu sol ayağıyla. Çizdiği resimler o kadar çok büyüleyiciydi ki annesi gurur duyup göz yaşlarına boğuluyordu. Okula gidemediği için annesi evde eğitim görmesini diğer çocuklarından geri kalmamasını istemişti. Matematik , geometri , edebiyat gibi dersler görüyordu Christy ve çok mutlu oluyordu bu dahi genç. Daha çok kitap okuyordu artık , resim yapıyordu başarılı genç. Tedavi de görmeye başladı ama yaşadıkları ev o kadar çok küçük ki tedavi sırasında küçük kazalar oluyordu annesi de bu duruma çok üzüldü ve bahçeye bir tane oda yapmaya karar vermişti. Ancak, duvarcı ustası babası ve dört kardeşi bu işe razı değillerdi. Bir gün, annesi duvarı örmeye başlayınca çaresiz kendileri yapmak zorunda kaldılar.
Paraları oldukça yapıyor, para bittikçe duruyorlardı. Nihayet aylar sonra bitti. Şimdi daha rahat ve geniş bir ortamda tedavi için çalışabiliyorlardı.Zaman içinde, Dr Collis’ten yazma ile ilgili çok teknikler öğrendi Christy. Aynı zamanda, eğitimi için, Christy’e Bay Guthne isminde öğretmeni bulan da oydu. Yeni öğretmeniyle de aralarındaki ilişki dostluğa, işbirliğine ve güvene dayalıydı. O kadar çok kendine gelmişti ki Christy onunla rahat bir şekilde konuşmaya gevezelik yapmaya bile başlamıştı.
Ancak, yazmayı nasıl yapacaktı. Sürekli bir başkasına yazdırmak olmuyordu hep bunu düşündü Christy. Bir gün kardeşini dışarı çıkardı ve sol ayağıyla yazmaya başladı. Saatlerce yazdı. Burl Ives’in Dublin’deki konseri hayatındaki en heyecan verici olaylardan biri olarak kalacaktı. Çünkü Christy’nin yazdıkları orada okunacaktı. Dr. Collıns kürsüye geldi ve Christy’nin otobiyografisini okumaya başladı. Bin beş yüz kişilik salonda, önceleri dinleyen insan sayısı çok azdı. Sonra, yavaş yavaş seslerin kesildiğini ve insanların dikkatle dinlediklerini gördü Christy. Bütün bunları ben mi yazmıştım? Hayret ediyordum , diyordu hep. Ve alkış kopmuştuherkes Christy’nin gerçek hikayesine büyülenmişti yaşadıkları gerçekti evet ama şu unutulmaması gerek başarmak istediğini başarabilirsin.
ROMANDAKİ KİŞİLER VE ÖZELLİKLERİ
Christy Brown : Romanın baş kahramanı ve yazarıdır. Yaşadığı olaylar onu hiçbir zaman hayata yenik düşmeyi amaçlandırmamıştır. Beyin felci geçirmesine rağmen hayata tutunmuştur. Ressamdır aynı zamanda sol ayağıyla çizimlerini yapmış ve romanını yazmıştır. Ellerini kullanamaması hayata küstürmemiştir onu. Olmak böyle bir şeydir. Hayatta kalmış mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiştir. 1981 yılında ölmüştür.
Bayan Brown ( Annesi) :Çocuğunun beyin felçli olduğunu öğrenince hayata küsmemiştir aksine daha çok Christy’e bağlı kalmış ve onu hayata bağlamıştır. Olanlara üzülse de Christy’nin gelişmesinde büyük bir etkisi vardır.
Bay Brown ( Babası) :Duvar örme ustasıdır. Kazandığı paralar az olsa da mutluluk parayla alınmayacağını bize romanda göstermiştir. Oğlunun gerizekalı olduğuna inanmamıştır öylede olmadığı için oldukça mutlu olmuştur.
Jim, Tony, Paddy :Christy’nin erkek kardeşleridir. Paddy kardeşlerinin en büyüğüdür. Tony Christy’nin abisidir ve oldukça yaramazdır.
Lily ve Mona : Christy’nin kız kardeşleridir. Lily ailenin küçük annesidir. Siyah bukleleri ve parlayan gözleriyle ufak tefek, sıska bir çocuktur. İstediği zaman çok tatlı olabiliyor , kızdığında ise tatlılığından eser kalmıyordur. Mona sürekli dışarıda gezen , gezmeyi dolaşmayı seven birisidir.
Dr. Warnants :Christy’nin hastalığının en başından beri tedavi eden doktorudur. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamış ve her zaman iyileştirme çabası gösteren kişidir.
Katriana Delahunt :Christy’e yardım eden kişidir.
Jenny : Christy’nin aşık olduğu kızdır. Ama engelli olduğu için Christy’nin aşkına karşılık vermez.
Hendry :Christy’nin el arabasının adıdır. Onu çok sever onun sayesinde dışarıda gezip arkadaşlarıyla oyunlar oynar .
Dr.Collis :Christy’nin doktorudur. Christy’e çok yardım sağlamıştır. Londra da tanığı beyin uzmanı akrabasının yanına götürür. Christy i mutlu eden kişi.
ROMANDA ZAMAN
Romanda zaman Christy’nin doğumundan Burl Ives deki Dublin konserine kadar geçen zaman aralığıdır. Christy’nin hayatı anlatıldığı için genellikle geçmiş zaman kullanılmıştır.
ROMANDA MEKAN
İç mekan , Christy’nin evde tedavi görmesi , mutfakta resim çizmesidir . Christy’nin mutfakta yuvarlak masası vardır bazen ona bakarak hayaller kurar orda annesi yemek pişirirken oda bazen kitap okur bazen annesinin dediklerini dinler.
Dış mekan, Evin bahçesinde ailesi ile oturması, bahçede kardeşleriyle oyun oynamasıdır. Sokakta Hendry’nin(el arabası) üstüne oturarak kardeşleriyle sokakta mutlu bir şekilde gezmesi. Londra’ya tedavi için gitmiştir. Orada engelli arkadaşlarıyla gittiği gezide bir çok yerler gezmiştir.
ROMANDA BEĞENDİĞİM BÖLÜMLER VE DÜŞÜNCELERİM
Bir genci karamsarlığa götüren bilinmeyen ve tedavisi olmayan bir beyin felcine yakalanması beni oldukça üzmüştü. Yaşamakla ve ölüm arasında olan ince bağda ilerledi hep Christy. Annesinin hiç bıkmadan yardım etmesi, gerizekalı teşhisi konmaması için oğluyla saatlerce konuşup ona kendini anlatması etrafındaki canlıları, nesneleri anlatması ve sonunda onu hayata geri bağlaması beni çok mutlu etmiştir. Evet aşkı da tattı ama karşılık alamadı diğer insanlar gibi olmadığı için . Ama diğer insanlarda olmayan özellikler vardı onda bunu kimse düşünemedi resim çizdi , çizdi . O kadar çok iyi çizimler yapmaya başladı ki ressam olmuştur artık bu ne kadar gurur verici bir şey. Aynı şey benim başıma gelseydi ben Christy gibi başarılı olamazdım belki ama o mutsuzluğu hayat felsefesi yapmadı . Romanda en beğendiğim bölüm MOTHER(ANNE) kelimesini yazmayı öğrenmesiydi . Annesinin duyduğu heyecan yansımıştı sanki kitaplara evet konuşamıyordu ama ilk defa sol ayağını kullanarak MOTHER(ANNE) yazması ne kadar çok duygulandırmıştır belki annesini .