Batıcılık:
Bu düşünce akımının kaynağı, ıslahat hareketlerinin başlangıcına dayanır. Batılılaşma hareketi, ilk palanda devlet adamları tarafından desteklenmiştir. Halk, kendi kültür ve inanç değerlerini Avrupa’dan üstün gördüğü için bu düşünce halkta fazla etkili olmamıştır.
1. Meşrutiyetle birlikte Jön Türkler, Batılılaşmayı savunmuş ve bunu eserlerine yansıtmışlardır. Abdullah Cevdet tarafından çıkarılan “İçtihat” dergisinde Batıcılık fikri savunulmuştur. Tam bir düşünce birliğinde olmayan Batıcılar, çözüm için çeşitli fikirler ortaya atmışlardır.
Bunlara göre her şeyden önce aydın insanların tam anlamıyla Batıcı olmaları gerekir. En büyük problem, Osmanlı Devleti’nin tam anlamıyla Batılı olamamasıdır. Gelecek, Batıcılıktadır; ona gitmek zorunludur, ikinci bir medeniyet yoktur.
İslam dininin yanlış yorumlanmasından dolayı yeterince ilerlenemediği belirtilmiştir. Batıcılar, “padişahların tek eşli olmaları, kadınların giyim konusunda özgür olmaları, fes yerine şapka giyilmesi, Latin alfabesinin kullanılması, medreselerin, tekke ve zaviyelerin kapatılması, özel teşebbüslerin desteklenmesi gerektiği” gibi düşünceleri savunmuşlardır. Türkçülerin, Turancılık fikrine karşı; Batıcılar, irfancılık (bilgiye dayanma) fikrini savunmuşlardır. Bazı savunucular, bu düşünceler etrafında birleşirken bir kısmı da bu konuda biraz daha temkinli olmuştur. Batı’nın sadece teknolojisinin alınması gerektiğini savunmuşlardır.
Abdullah Cevdet, Tevfik Fikret, Celal Nuri gibi sanatçılar bu fikirlerin öncüleri olmuşlardır.