EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ
Antik Çağ’dan günümüze dek düşünürler, eleştirmenler, şairler, yazarlar, sanatçılar ve bilim adamları; edebiyat eserlerinin nasıl eleştirileceğiyle ilgili olarak birbirinden farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bu görüşlerin birbirinden farklı olmasının en önemli nedeni, söz konusu kişilerin aşağıdaki sorulara farklı cevaplar vermeleridir.
- Edebiyat tanımlanabilir mi?
- Edebî metinlerin ayırıcı nitelikleri nelerdir?
- Edebiyatın, edebiyat olmasının dışında somut ya da soyut bir amacı, yararı, işlevi var mıdır?
- Edebî eserler için güzel-çirkin, iyi-kötü, başarılı-başarısız, yararlı-zararlı gibi nitelendirmelerde bulunmak mümkün müdür? Mümkünse bunların ölçütleri nelerdir?
- Bu ölçütler nesnel mi öznel mi olacaktır?
- Nesnel ölçütler kullanılacaksa bu ölçütler bütün eserleri içine alabilecek kadar geniş olacak mıdır? Nesnel bir ölçütten yola çıkarak öznel bir sonuca ulaşmak, söz gelimi’ bir eserdeki kelime kullanımlarından, olay örgüsünden, ideolojik vurgulardan vb. yola çıkarak o eser hakkında “Güzel bir eser!” demek ne kadar doğrudur?
- Öznel ölçütler kullanılacaksa bu ölçütler, kişiden kişiye değişecek, sonuçta genel değerlendirmeler yapılamayacak mıdır?
Edebiyat ve sanatla ilgilenen kişilerin bu ve benzeri sorulara farklı cevaplar vermeleri, zaman içinde birçok eleştiri kuramının ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur.
Bu eleştiri kuramlarını kronolojik sırayı dikkate alarak dört ana grupta toplamak mümkündür:
1. Eserle dış dünya arasındaki ilişkiyi merkeze alan eleştiri kuramları
2. Sanatçıyı merkeze alan eleştiri kuramları
3. Edebiyat eserini merkeze alan eleştiri kuramları
4. Okuru merkeze alan eleştiri kuramları