“İçli Kız” piyesinde Sabiha ile İzzet Bey arasında gerçekleşecek olan evliliğin öncesi ve sonrası ele alınmıştır. Sabiha Hanım, zayıf ruhlu bir kızdır. Aşırı derecede kendi içine kapalı olan Sabiha’nın karşısına İzzet Bey çıkar.
Sabiha’nın babası, kızını İzzet’le evlendirmek için onun babası ile görüşür. İzzet’in babası Sadi Efendi hiç de onun gibi düşünmemektedir. Düğün yapmak için belli şartlar ileri sürmekte ve bu işi kendisi için bir şan ve şeref meselesi olarak görmektedir. Sadi Efendi, “Efendim aradığım parayı bulmadıkça düğünü yapamayacağım.” diyerek güya para meselesini halletmedikçe evliliğin gerçekleşmeyeceğini söyler. Aslında Sadi Efendi’nin niyeti oğluna düğün yapmak değil, bunu bahane ederek kızının mutluluğu için çırpınan Mesut Efendi’den para sızdırmaktır. Mesut Efendi, bu niyetinden habersiz olarak onun düşüncesinin yanlışlığını, bu işlerin sadece para meselesine dayandırılmayacağım belirtir. Sadi Efendi, oğlunu evlendirme bahanesi ile çeşitli kimseleri dolandırmıştır. Abdülvahab Efendi’nin kızını da istemiş, onu da aldatmıştır. Bu adamın maksadı oğlunu evlendirmek değil, çeşitli bahaneler uydurarak akraba olacağı kimselerden para sızdırmaktır.
İzzet ile Sabiha’nın evlilikleri meselesinde, Sadi Efendi’nin dışında, Sabiha’nın üvey annesi Raife de çeşitli entrikalar çevirmektedir Çünkü kendisi İzzet’i sevmektedir. Hatta Sabiha’yı bu işten vazgeçirmek için ona izzet’le birlikte çekilmiş bir resim bile gösterir. Aşırı derecede kötü ruhlu bir kadın olan Raife, para tamahı yüzünden üç aylık çocuğunu bile düşürmüş biridir.
Mesut Efendi, kızının mutluluğunu sağlamak için, tek taraflı bir fedakârlığı göze alır. Sadi Efendi’ye, ihtiyacı olan parayı vererek düğünü yapmasını ister. O, bu cazip teklifi hemen kabul eder. Yüz elli bin kuruş alan Sadi Efendi altı ay geçmesine rağmen bir türlü düğünü yapmaz. Sonunda Mesut Efendi iki gencin evlenmelerini sağlar. Ancak onların evliliği mutlu bir son ile bitmez çünkü kötülük numunesi Raife vardır.
Gıyasettin Aytaş, Tanzimat’ta Tiyatro Edebiyatı, Akçağ Yayınları