ŞİİR VE ZİHNİYET
Her edebî metin, tarihin belli bir devrinde oluşturulur ve meydana getirildiği devrin hâkim zihniyetini yansıtan türlü izler taşır. Zihniyet, tarihin belli bir döneminin toplumsal, siyasi, idari, askerî, sivil, ekonomik vb. gerçekleri neticesinde söz konusu dönemde ortaya çıkan duygu, anlayış ve zevkler bütünüdür. Diğer bir ifade ile belli bir zaman diliminde halkın önemli bir kısmı tarafından benimsenen duygu, anlayış ve zevklerin oluşturduğu ortamdır. Bir bakıma tarihin belli bir döneminde aynı coğrafyada yaşayan, aynı toplumsal, siyasi, idari, askerî, sivil ve ekonomik gerçeklerle kuşatılan insanların zihin dünyaları, beğenileri, duyguları, anlayışları ve zevklerindeki ortaklıktır. Zihniyet, bir çeşit moda olarak da düşünülebilir. Duygu, anlayış ve zevklerdeki moda… Tarihin belli bir döneminin gerçekleri sonucunda oluşan ve çok uzun yıllar etkili olan, insanların düşünme şekillerinde , beğenilerinde, duygu ve hayal dünyalarında ortaya çıkan bir moda…
Zihniyet, aynı varlık, durum, eser, olay vb. ile ilgili olarak toplumun bütününün veya önemli bir kesiminin aynı veya benzer değerlendirmelerde bulunmasını sağlayan duygu, anlayış ve zevkler bütünüdür. İnsanlar, genellikle içinde bulundukları zaman diliminin hâkim zihniyetine göre düşünür, algılar ve değerlendirmelerde bulunurlar. Örneğin tarihin bir devrinde hemen herkes bir insan tipi için iyi, bir varlık için güzel, bir iş için faydalı derken tarihin başka bir döneminde aynı insan tipi için kötü, aynı varlık için çirkin, aynı iş için de faydasız diyebilmektedir. Bunun en önemli nedeni, söz konusu dönemlerin zihniyetlerinin birbirinden farklı olmasıdır. Bir dönemin toplumsal, siyasi, idari, askerî, sivil, ekonomik vb. gerçekleri sonucunda oluşan duygu, anlayış ve zevkler bütünü, yani zihniyeti değişince, o toplumdaki insanların değer verdiklerinin, beğendiklerinin, doğru bulduklarının değişmesi de doğaldır.
Türk edebiyat tarihi üç ana döneme ayrılarak incelenir.